ads
DOLAR 36.24 ₺
EURO 38.02 ₺
STERLIN 45.60 ₺
G.ALTIN 3,360.84 ₺
Ç.ALTIN 5,619.13 ₺
BİLEZİK 3,134.34 ₺
BTC 97,628.73 $
ETH 2,701.12 $
BİST 9,877.59

Yağmur Yağdı Böyle Oldu

Yayınlama: 6 Haziran 2014 Cuma 23:00 Kaynak: Haber Merkezi Editör:

Yağmur Yağdı Böyle Oldu

          Bir haftadan beri sürekli yağan yağmur doğanın da, hayatın da tadını kaçırdı. Az yağınca ağlar, çok yağınca parlarız. Ortası yok mu bunun Yarabbi?

      Yağmur, Allah’ın hükmettiği bir doğa olayı. Hayatın su ihtiyacı için gerekli olduğu kadar, az yağması ile çok yağması zararlı olan bir olay. Beklentimiz ve dualarımız, hep bunun ortası için.

     Son bir haftadan beri, gökyüzü adeta yarıldı. Kısa fasılalar verse de, geçtiğimiz Pazar gününden beri yağmur, sürekli olarak yağıyor.

    Bozuk ve toprak yollar çamur oldu. Birçok yerde evlerin alt katlarını sular bastı. Kimi çatılar aktı ve bu defa üst katlar su altında kaldı. Tarladaki mahsulün bir kısmı yararlanırken, bir kısmı zarara uğradı.

    Hatırlanacağı üzere, 7 yıl önce yağan aşırı yağmurlar, İlçemiz ve köylerine de zarar verdi.  Güngörmez Köyü dere yatağına yakın büyükbaş hayvan besleyen bir bakıcı aile, çocuklarıyla beraber sele kapılıp gitti.

    Köprüler yıkıldı, Balaban Alabalık Tesisleri, yerle bir oldu ve kaybolup gitti. Yaralar, geç de olsa sarıldı, ama can kayıpları acı bir hatıra olarak hafızaları kaydedildi.

                      DOĞAL AFETLERE KARŞI TEDBİR ALMIYORUZ!

      Doğal Afet dediğimiz bu doğa olayları, insanlar için pek de sürpriz olmuyor. Bazen insanlara ve bütün canlılara zarar veren şiddetli yağmurlar ve sel olayları, bazen ağır kış şartları ve kar yağışları, bazen toprak kaymaları, sebepsiz yangınlar ve bilhassa depremler sıkça meydana geldiği halde, bunlara karşı tedbir alanlar yok denecek kadar az.

      Dere yatağına ev kuranlar, yağmur yağıp seller geldiğinde boşuna çırpınıyorlar.  Hele, oluşan felaketten başkalarını suçlamaları, tamamen  boşuna.

     Akan çatısını yapmayan, evini deprem tehlikesine göre inşa etmeyen, maddi kayıpların oluşması ihtimaline karşı sigortalanmayı düşünmeyen insanlarımız, ağlamakta haklılar ama boşuna. Devlete kızmakta haklılar, ama boşuna.

    Çare, gelecek tehlikelere karşı hep tedbirli olmak.

             SARAY VE KÖYLERİNDE, YAĞMURA DAİR BİR ANEKDOT

      1950’li yılların başında bir yıl, köylünün ambarındaki buğdayları erken bitti. Yani, köylü ekmek bulamıyor. Kimi köylüler, erken hasat yapıp, harman dövmeye kalktılar ve birer tarlalarının buğdaylarını biçtiler. Harman yapanlar, yapmayanlara da yardım edeceklerdi. Dövecekleri harmanın adı ise, halk arasında “Aç Harmanı”ydı.

     Buğdaylar bahçeye getirilip, iş harman yapmaya gelince, şiddetli yağmurlar başladı. Yağmurun, ardı arkası kesilmiyor, gece-gündüz yağıyordu. Harmanı yaymak ve dövmek, bir türlü mümkün olmuyordu.

     20 gün süreyle aralıksız yağan yağmur, harman yapmaya izin vermeyince, köylüler hayvan yemi olarak kullandıkları Çavdar’ı,  Mısır’ı hatta Yulaf’ı  öğütüp ekmek yapmak zorunda kaldılar.

    20 gün sonra, buğday yığınlarının altından, buğdayın çimlenip yeşillendiğini gördüler.

                     YAĞMUR YAĞMAZSA, YAĞMUR DUASI

    Yağmurun çok yağması kadar, az yağması ya da yağmaması da özellikle tarımla uğraşanlar için büyük dert oluyor. Halkımız, bunun için ilk çare olarak “Yağmur Duası”na çıkıyor.

    Eskiden, Yağmur Duaları, köy meydanlarında ve yemekli yapılırdı. Bolluk ve bereketi simgeleyen yemekler yenir ve yapılan dualarla, bol yağmur yağması beklenirdi.

    Bir köyde Yağmur Duası’nı yaptıran Hoca Efendi, “Eğer, aramızda bir tek dürüst, namuslu ve din-imam sahibi varsa, Allah onun hatırına mutlaka yağmur yağdırır.” deyince, köylü beklemeye başlar.

    Çok beklerler, ama hiç yağmur yağmaz. Köylünün biri, nihayet patlar. “Bizi anladık, içimizde dürüst, namuslu, din iman sahibi kimse yok. Peki, aramızdaki Hoca Efendi’ye ne oldu?” deyiverir.

     Köylüler Yağmur Duası yaparken, besteci şair Mahmut Oğul, sazına sarılıp Uşşak makamında sevilen o şarkıyı yapar.

Çatlayan topraklara, Sararan yapraklara,

                               Kuruyan dudaklara, Yağdır Mevla’m su.

   “Yağdır Mevla’m su”, ama az olmasın, çoğu da zarar veriyor. Sen, her şeye kadirsin. Bunun ortası yok mu Yarabbi?

 

    

 

İlk Yorumu Sen Yaz
code
google-site-verification=uSnnSC5jUTWittUtiCokfxv6706ikL65px5KxiN1Mg4