ads
DOLAR 36.23 ₺
EURO 38.10 ₺
STERLIN 45.67 ₺
G.ALTIN 3,374.62 ₺
Ç.ALTIN 5,619.13 ₺
BİLEZİK 3,134.34 ₺
BTC 97,648.67 $
ETH 2,701.67 $
BİST 9,877.59

Bu Muhalefet ten Bi Mok Olmaz !

Yayınlama: 16 Mayıs 2014 Cuma 23:18 Kaynak: Haber Merkezi Editör:

Bu Muhalefet ten Bi Mok Olmaz !

        İnandırıcı olmayan resmi rakamlara göre 300’e yakın vatandaşımız, para hırsının kurbanı olmuş. Halk, iktidara hesap sorulması için sokaklarda isyan ederken, Muhalefet Partileri bu iktidarı çoktan sallamalıydı.

         Beş günden beri “Soma Faciası”nın acısıyla yanıyoruz. Bir parça ekmek uğruna girdikleri toprağın altı, 300’e yakın vatandaşımıza mezar oldu.

         Onların ölümleri sıradan değil, acı ve işkence çekerek meydana geldi. Onlar, genç yaşta canlarını kaybederken, geride bir çok yetim yavru ile çaresiz kalan eşlerini ve ana-babalarını bıraktılar. Ateş, her zaman ki gibi, yine  düştüğü yeri yaktı.

         Devletin yetkili sorumluları, son model araçlarına binip, birer koruma ordusuyla olay mahalline geldiler. Geldiler de, ne yaptılar? Sadece, ölen insanların yakınlarının feryatlarını dinleyip, gözlerinden akan yaşları seyrettiler.

         “Gereken yapılacaktır.” diyerek, görevlerini yaptıklarını sandılar. Geride kalanlara verilecek üç-beş kuruşun, onları geri getirmeyeceğini çok iyi bildikleri halde, “Bu son facia olacak. Bir daha böylesi yaşanmayacak. Bedeli ne olursa olsun, her türlü tedbir alınacak.” Diyemediler. Deseler de, kim inanır?

                                              BAKAN, ŞAİBE ALTINDA

       Soma’daki bu kömür ocağının devletin malı iken özel şahsa devredildiği, büyük kazanç peşine düşen şirket sahibinin, Enerji Bakanı’nın çok yakını olduğu, ona güvenerek gerekli tedbirleri almadığı, üretimi ucuza mal edip çok kazanma uğruna bu facianın meydana geldiği, artık açıkça anlatılıyor.

     Bakanın; “İhmali olanların, gözünün yaşına bakmayacağız.” Sözünün hiçbir ciddi yanının olmadığı, benzeri kimi lafların ve tavırların “Timsahın göz yaşları” olduğunu artık herkes anladı.

        Başbakan’ın halkın tepkisinden korunmak için bir markete sığınması, korumalarının aracının plakasını çıkarmaları, canı yanan vatandaşların çok haklı tepkileri olarak dile getiriliyor.

       Halkın, Cumhurbaşkanı’na tepki verirken Polis tehdidi ile karşılaşması, devletin vatandaşına ne kadar müşfik olduğunu(!) göstermek için yetip artıyor.

      Hele canı yanan bir vatandaşın tepkisine karşı Yusuf Yerkel adlı bir Başbakanlık Danışmanı’nın yere düşen vatandaşı tekmelemesi, çok iğrenç bir tablo olarak halkın önün çıkıyor.

      Ey Yusuf Yerkel ! Şimdi, Başbakan’ın şemsiyesinin altındasın ve yağmurdan korunuyorsun. Aldığın maaşı, o kömür madeninde ölümü pahasına çalışan vatandaşların alın terinden alıyorsun. Onlar, işçi tulumları içinde kuru ekmeğe talim ederken, sen fiyakalı takım elbiselerinle onların kazancının 10 mislini cebine atıyorsun. Bir de, utanmadan yere düşen o garip vatandaşı tekmeliyorsun. Yazıklar olsun sana! Tekmelediğin o vatandaşın alın teriyle zıkkımlandıkların da, sana haram olsun!

        Bu arada, Başbakan’ın da bir kadınla bir çocuğa  tokat attığı söyleniyor. Bu yazının kaleme alındığı sırada, olayı henüz doğrulatamadım.

                              MUHALEFET, NEDEN ORTALIKTA YOK ?

      Değerli okuyucularım; Beş günden beri halkımız ayakta. Vatandaşlarımızın canlarının bu kadar ucuz olmadığını göstermek için sokaklarda. Haklı olarak hükümeti eleştiriyor ve duyarlı olmaya davet ediyor.

      Bu haklı ve masum eylemlerine karşı, Polisin aldığı emirle halkın üzerine nasıl saldırdığını görüyorsunuz. Yine Tomalar, yine zehirli gazlar, yine öldürücü fişekler ve yine tazyikli sular.

      Hiç kimse, bu çileye ve zulme, keyfi için katlanmıyor. İktidara karşı sizin yapmadığınız uyarıları ve muhalefeti yapmak için çırpınıyor.

     Gurup salonlarında iktidarı eleştirmek, sonra da televizyonların karşısına çıkıp kendinizi seyretmekle olmuyor. Halkın arasına girmekle ve onların uğradıkları zulmü, çektikleri acıyı yaşamakla muhalefet oluyor.

     Ne Ana Muhalefet Partisi liderinden, ne de MHP’nin liderinden böyle ciddi, vurucu ve ses getirici bir söylem ve eylem göremedik. Keza, partilerinin öteki mensuplarından da “tık” yok.

      MHP liderinin, Ülkücü Gençleri bu ülkenin hangi ulusal menfaati için göreve davet edeceğini, herkes  merakla bekliyor. Bana göre, ülkücü misyon da galiba tarihe karıştı. Hem de Devlet Bahçeli sayesinde.

                  CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİNE DE SEYİRCİLER

   Görünen o ki muhalefet partileri, üç ay sonra yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçiminde de hiç bir gayret göstermeyip, o makamı da Başbakan’a teslim edecekler.

     Çünkü, hepsi ayrı telden çalmaya başladı. Hepsi “Benim adayım.” Diyor, başka bir şey demiyor.

     Yerel seçimlerde uzlaşamadıkları gibi, Cumhurbaşkanlığı seçiminde de uzlaşamayacakları anlaşılmış oldu.

     MHP liderinin, iktidar partisinin stepnesi olduğu, öteden beri zaten biliniyor. Peki, Ana Muhalefet Partisi neden bir gayretin içine girmiyor. Milletin çoğunluğunun benimseyeceği ve güveneceği bir adayı çıkarmak o kadar zor mudur?

     Değerli okuyucularım; ülkemizi kötü günler bekliyor. Başta Avrupa olmak üzere, tüm dünya bizi hayretle ve ibretle izliyor.

     Ülkemizin doğu ve güneydoğusu, bizden koparılmak ve ülkemiz bölünmek isteniyor.

     Bölücüler, durmadan “Özerklik” ve doğal kaynaklardan pay istiyorlar. Yani, daha bölünmeden hak istiyorlar.

      İyi biliniz ki, bu günleri çok arayacağız. Dönüşü olmayan bir yola girersek, bir daha çıkamayız.

      Halkımızın ilgisi ve tepkisi, biraz da bu istikamette olmalı. Muhalefet partilerine fazlaca güvenmeyelim.

      Üç gün önce Belediye Parkı’nda otururken, bir hemşerim önce kulağıma eğildi, sonra da masada oturanlara seslendi. Hem de yüksek sesle.

      “Bu Muhalefetten, Bi Mok Olmaz!”

İlk Yorumu Sen Yaz
code
google-site-verification=uSnnSC5jUTWittUtiCokfxv6706ikL65px5KxiN1Mg4