Moved Permanently

Sofralarımızın baş tacı olan ekmeğimize beklenen zam geldi. 2 yıldan beri 80 kuruşa satılan ekmek, mayaya, una ve mazota gelen zamlardan dolayı 1 TL'ye çıktı.
Fırıncılar ekmeğe gelen zammın nedenini son günlerde art arda gelen zamlara bağlıyor. Ekmek üreticileri özellikle una gelen yüzde ellilik zamdan dolayı zam yapma gereği duyduklarını belirtiler.

Seçim bitti zam fırtınası başladı. Ekonomide temel girdi niteliğindeki enerji ürünlerine yapılan zamlar, zincirleme biçimde iğneden ipliğe tüm mal ve hizmetlerin fiyatına yansıyacak, ete, süte ve diğer nihai tüketim maddelerine yayılacak. Anlaşılan o ki, dalga dalga yayılacak zamlarla, enflasyon azacak.Halkın temel ihtiyacı olan yiyecek, giyecek ve sanayinin temel girdisi niteliğindeki benzin, mazot, doğalgaz, elektrik fiyatları artmaya devam edecek. Ekonomide temel girdi niteliğindeki enerji ürünlerine yapılan zamlar, zincirleme biçimde iğneden ipliğe tüm mal ve hizmetlerin fiyatına yansıyacak.

"FIRINLAR DENETLENSİN"
Zamların gelmesi neyse de, biz nasıl ekmek tüketiyoruz asıl önemli olan bu. Fırınların denetimi nasıl ve hangi şartlarda yapılıyor ve ekmek sofralarımıza nasıl geliyor?
Kimi vatandaşlarımız bana zaman zaman fırınlarla ilgili bir yazı yazar mısın diyorlar. Vatandaşlar hijyenik olmayan fırınların olduğunu, ayrıca ekmeğin Tarım Bakanlığı'nın istediği standartlarda üretilmediğini söylüyorlar. Bu fırınların yeterli şekilde denetlenip denetlenmediği merak ediyorlar. Bugüne kadar tek bir ekmek fırınının bile denetlendiği haberi gündeme gelmedi. Sadece geçtiğimiz yıllarda bir denetleme yapıldı ve ona ben de katıldım. Bu denetim de rutin bir şekilde yapıldı. Fırınlar denetleniyor ise, nasıl ve hangi şartlarda yapılıyor, bilmemiz gerekiyor. Mesela Saray'da rastgele birkaç fırından ekmek alınarak laboratuarda inceleme yapılabilir. Böylelikle biz de nasıl ekmek yiyoruz öğrenmiş oluruz. Ben ilçemizde nefis ve kaliteli ekmek çıksın istiyorum. Birilerini kötülemek değil niyetim.

SOFRALARIMIZ EKMEKSİZ OLMAZ
Sofralarımızın baş tacıdır ekmek. Bir dilim de olsa yemeden karnımız doydu demeyiz. Tabi ekmeğinde çeşitleri var. Kepeklisi, tam buğdayı, odun ekmeği. Ve odun ekmeği deyince de akla gelen o eski ekmekler ve o damak tadıyla yediğimiz yavan ekmek. Tadı bir başka idi. Renk keza yine bir başka idi. İnsan yedikçe yiyesin geliyordu. Fırının önünden geçerken o nefis koku insanın burnuna geldiğinde hemen 'alayım bir sıcak ekmek, içine yağ ve peynir süreyim de yiyeyim' dedirtiyordu. Çünkü o nefis koku ister istemez insana o ekmeği yediriyordu. Nerde o eski nefis kokulu güzel ekmekler. Yok oldu gitti. Doğanın dengesini bozan o kimyasallarla birlikte sofralarımızın baş tacı ekmeğimizi de aldı götürdü. O da yetmedi. Bizim kaliteli yerli buğdaylarımız toprak altında çürürken, ithal ettiğimiz kalitesiz buğdaylardan yapılan ekmekleri tüketiyoruz.

KALİTE VE PAZAR PAYI
Ekmek için pazar payı açısından fazla problem yok ama yeni ve daha sağlıklı ekmek çeşitlerinin pazar payı çok yetersiz. Orta vadede çeşit ekmekler için pazar payının artması önemli olmakla beraber, yapılacak tanıtımlarla uzun vadede çok ekmek tüketmek yerine, sağlıklı ekmek tüketim kültürünün artmasını sağlamak daha doğru olur.
Ekmek üretiminde rekabet, sadece fiyat üzerinden yapılmamalıdır. Öncelik olarak, kalite, hijyen, ürün çeşitliliği, lezzet gibi daha değişik faktörleri de işin içine alınmalı. Bu özellikleri yakaladığında o zaman istenilen kalite de pazar payı da yakalanmış olacaktır.

TARIMDAKİ EKOLOJİK DENGE KAYBOLUYOR
Gelelim ekmek israfına. Ekmek israfının sadece maddi değer açısından değerlendirilmesi oldukça eksik bir yaklaşım olduğunu biliyor musunuz? Ekmek israfının önlenmesi ile bir çok okul, köprü, hastane ya da toplumun faydasına önemli şeyler kazandırabilineceğini biliyor musunuz? Tüm bunlarla birlikte en önemli kaybın ise ekolojik denge olduğunu farkında mısınız? Ekolojik dengenin nasıl kaybedildiği sorusunu hiç kendimize sordunuz mu? Türkiye’de daha çok verim elde edebilmek için tarım arazilerinde kullanılan kimyasallardan ne kadar haberdarız? Gübre ve kimyasal ilaçların topraklarımıza ne kadar zarar verdiğini farkında mısınız? Ekilebilir arazilerimizde, her geçen yıl kaybolan canlıların akıbetini biliyor muyuz? Artık tarlalarımızda kuşları görmek nerede ise imkansız. Sürüler halinde dolaşan, tarlalarımızı ziyaret eden kuşlara ne oldu sizce?
Bunları bilen var mı?
Ve merak eden var mı?
Her geçen gün kimyasal maddelerle zehirlendiğimizi biliyor musunuz?
Varsa bunlar neden engellenmiyor?