Türkiye’de, en müsrif kurumların başında Belediyeler geliyor. Onların başında da AKP’li Belediyeleri görüyoruz. Buradan, sesimin çıktığı kadar bağırıyorum; “Bu memlekette yolsuzluğa bulaşmayan Belediyeler, parmakla gösterilecek kadar azdır!”
Değerli okuyucularım; ister iktidar, ister muhalefet partisinden olsun, Belediye seçimlerinde yaşanan kavgalar hizmet için değil, tamamen rant ve avanta kapmak içindir. Buradan sesimin çıktığı kadar bağırıyorum. Bu memlekette, koltuğu ele geçirdikten sonra yolsuzluğa bulaşmayan Belediye Başkanı ya da yetkili personeli yok denecek kadar azdır!
1980’li yıllara kadar Belediyeler bir rant ve avanta kapısı gibi görülmüyordu. O sebeple, Belediye seçimleri bugünkü kadar dişe-diş bir mücadele içinde geçmiyordu.
Çünkü, Belediyelerin gelirleri sınırlıydı. Gelir kaynaklarının sayısı bugünkü kadar çok ve çeşitli değildi.
Turgut Özal’ın kurduğu Anavatan Partisi iktidarında çıkarılan bir kanunla, Belediyelere çok önemli gelir kapıları açıldı.
Belde’ye ve o bölgeye tamamen hizmet amaçlı olarak artırılan Belediye gelirlerinin, zaman içinde yolsuzlukların kurbanı olacağı ve bunun için siyasetçilerin çetin bir mücadele verecekleri hiç düşünülmemişti.
1984 yerel seçimlerinden sonra uygulamaya konulan yeni Belediye Gelirleri Kanunu, 1989 seçimleriyle beraber bu kurumların cazibesini iyice artırdı.
Başta Emlak Vergileri olmak üzere, yeni ve çeşitli gelir kaynaklarıyla beraber, imar alanında Belediyelere verilen geniş yetkiler, cazibeyi biraz daha artırdı.
Dikkat ederseniz, genel seçimlerde bile görülmeyen telaş, heyecan ve kazanma hırsını, Belediye seçimlerinde çok açık biçimde görebiliyoruz.
PARALAR, NEREYE GİDİYOR ?
Büyük şehirlerde, Belediye gelirlerinin çok önemli bir kısmı kanal, yol, ulaşım, park bahçe gibi alt ve üst yapı harcamalarına gitse de, bu işlerlin kotarılması sırasında dönen dolaplar, gelirlerin çok önemli bir kısmını yolsuzluklara kurban ediyor.
Bu maksatla açılan ihalelerde dönen dolaplar, çeşitli mal ve hizmet alımlarında oluşan katakulliler, toplanan paraları alıp götürüyor.
Hizmet için değil, sırf yolsuzluğa kapı aralamak için ortaya atılan ve uygulamaya konulan projeler, Başkan ve yandaşlarına büyük avantalar sunuyor.
Size, bütün benliğimle ifade edebilirim ki, Belediyelerin elde ettiği gelirler gerekli olan yerlere ve dürüst biçimde harcansaydı, şehir ve kasabalarımız bugün birer Cennet bahçesi olurdu.
ARSIZLIĞA DÖNÜŞEN BİR YOLSUZLUK ÖRNEĞİ
Yalova Belediye Başkanı, 2014 yerel seçimlerinden önce AKP’den seçilmişti. AKP, iktidar gücünü kullanıp, Başkanlığı yeniden kazanmak istiyordu. Öteki Belediyelerde olduğu gibi, seçimi kazanmak için Belediyenin bütün imkanlarını kullanan AKP’li Başkan, önüne gelene yemek ısmarlamış. Bu yemekler, bazen toplu olarak da verilmiş.
Verilen yemeklere ve sergilenen bütün hilelere rağmen bekledikleri olmadı. Seçimi CHP’nin adayı kazandı.
Kimi yerlerde yaptığı gibi, AKP seçime itiraz etti ve halk arasında AKP’nin arka bahçesi olarak dillendirilen Yüksek Seçim Kurulu, seçimi iptal etti.
Olup bitenlerin buraya kadar olanı üzücü, ama ortada daha da üzücü bir durum var. Seçimi kaybeden AKP’li Belediye Başkanı, seçim kazanmak için yedirdiği yemeklerin faturasını, üstelik “İcra yoluyla” yeni Belediye Başkanına gönderiyor ve paranın Belediye bütçesinden ödenmesini istiyordu.
Miktarı tam 615 bin (eski parayla 615 milyar) liraydı ve yolsuzluklar artık “arsızlığa” dönüşmüştü.
Bu örnekle de, Belediyelerin ne kadar gereksiz yerlere, üstelik yolsuz bir biçimde paraları çar-çur ettiğini, herhalde anlamış oldunuz.
SARAY’DAKİ DURUM-VAZİYETİ
İlçemiz, nihayet bir kasaba Belediyesine sahip. Büyükşehir uygulamasıyla Köylerimiz Mahalle yapılıp, Belediye hudutları da genişlemiş oldu.
Son yerel seçimlere kadar Saray Belediyesi de, öteki Belediyeler gibi bilinen gelir kaynaklarına sahipti.
Yeni uygulama ile Belediyenin kimi borçları Büyükşehir’e devredildiği gibi, artan personel sayısı ve yeni gelir kaynakları ile bütçesinin biraz daha büyüyeceğini ve hizmet imkanlarının daha da artacağını tahmin ediyoruz.
Bugüne kadar, Belediyece elde edilen gelirlerin maksadına uygun olarak kullanıldığını, gereksiz masraflardan kaçınıldığını tahmin ediyoruz.
Ancak, kimi hemşerilerimiz benim gibi düşünmüyorlar. Onlara göre, Belediye gelirleri göze batan daha acil ve kalıcı iş ve hizmetlerde kullanılabilirdi. Böylece, Saray halkının bunlardan daha çok yararlanması, pekala sağlanabilirdi.
Özellikle sosyal etkinliklere harcanan paralarla, tanıtım amaçlı reklam, ilan, promosyon ve benzeri türde yapılan yüksek ve müteferrik harcamaların doğru bulunmadığı ve bunlardan kaçınılması gerektiği, ısrarla ifade ediliyor.
BİR TESPİT, BİR UYARI !
Hükümet, Belediyeleri sıkı biçimde denetliyor, ama sadece muhalefetin Belediyelerini. Kendi partisinden seçilenlerin düzgün biçimde denetlendiğini, yolsuzlukla suçlandığını ve takibata uğradığını hiç duymadık.
İktidarın kılıcı, hep muhalif Belediyelerin tepesinde sallanıyor. Takibata uğrayan ve hapse atılan Belediye Başkanlarının hemen hepsi muhalefet partilerinden.
Bu tespiti yaptıktan sonra bir de uyarı yapalım.
Muhalif Belediye Başkanları ve yetkilileri biliniz ve unutmayınız ki, Silivri’de Ergenekon sanıklarının boşalttığı geniş bir mekan var.
Piyango, bir gün size de çıkabilir!