Sonunda beklenen oldu. İlçemizin belediye başkan adaylarının adaylık hayalleri gerçekleşti. Şimdi konuşma sırası vatandaşa geldi. Şimdiye kadar hep vatandaş merak edip düşünüyordu. Şimdi de adaylar düşünüp dursun.
Nazmi Çoban adaylar arasındaki en şanslı isim. Çünkü halen belediye başkanı.
Hakan Özgül, Nedim Çolakoğlu ve Halil Gören yeniden filizlenmenin hesaplarını yapıyorlar. Tutar mı tutar. Hiç belli olmaz. Tepki ve kararsızlar oldukça çoğunlukta.
Hangi aday seçmenin gönlünü kazanır ve projelerini iyi anlatırsa o aday şanslı olacaktır diye düşünüyorum. Bu benim şahsi görüşüm. İnanıyorum ki, sizler de benim gibi düşünüyorsunuz.
Saraylı yurttaşlarımız AK Parti'nin belediye başkan adayının kim olacağını hep bana soruyorlardı. Ben de aday adayları arasında en şanslı ismin Necati Sezer olduğunu söylüyordum. Evet, Necati Sezer'in yaklaşık bir yıldır AK Parti'ye çok emekleri oldu.
Başkaları gibi partiden hiç beslenmedi ve partiye faydası en çok dokunan oydu. Ama yaranamadı ve adaylık konusunda şansı yaver gitmedi ve talih kuşu gitti İbrahim Duraklı'nın başına kondu.
İlçemizi yönetmeye talip olan adaylarımız belli. Tekrar hatırlarsak CHP'den Nazmi Çoban, AK Parti'den İbrahim Duraklı, MHP'den Hakan Özgül, İşçi Partisi'nden Nedim Çolakoğlu ve Saadet Partisi'nden Halil Gören. Bu isimler şimdilik aday olarak açıklandılar açıklanmasına ancak ilçede yine seçim havası yok. Öncesinde olduğu gibi yine durgunluk ve sessizlik hakim.
Edindiğim bilgilere göre kimi adaylar zaman zaman köy ziyaretlerine gidiyorlarmış.
Köy ziyaretlerini sürdüren adaylar, aldığım duyumlara göre "Saray'a deniz getireceğiz" diyecek kadar desteksiz de atıyorlarmış.
ASIL MESELEYE GELELİM!
Adaylar belirlendi! Belirlendi de neye göre belirlendi?
1- Çalışma, proje, başarı ve vizyon, misyona göre mi belirlendi?
2- Yoksa bildik-tanıdık, ahbap-çavuş ilişkisine, partideki gücüne göre mi belirlendi?
3- Ya da adayın sahip olduğu oy potansiyeline ya da parasına göre mi belirlendi?
Bence adaylar belirlenirken 2. sıradaki kriterlere göre belirlendi.
Genelde, bildik ve tanıdık, arkadaşlık, dostluk ve partide temayüz etmek, yer ve isim edinmek, güç sahibi olmak çok önemlidir. Ancak öncelikli olan "Dürüst olmak"
Bunun yanında 3. sıradaki ölçütün de önemli olduğuna ve oy potansiyeli olan ya da parası olan aday adaylarının da partide bildik-tanıdık olmasa da, aday seçilirken önemli bir etken olarak dikkate alındığını düşünüyorum.
Geldik, çalışma, başarı, vizyon, misyon, dürüst ve projesi olan adaylara. Bunların adaylarda çok da dikkate alınmadığını düşünüyorum. Yani bu adaylara sanırım en son sırada yer verilmiştir. Kimsenin misyona, vizyona dürüstlüğüne ve projeye baktığı yok.
Baksalar da son sırada bakıyorlar. O da sonda gelen bir kriter olarak yer alıyor. Bunlar benim acizane görüşlerim. Bu görüşlerimi kabul eden, eder. Eden baş tacı eder. Etmeyen de bu görüşleri alır, pencereden dışarı atar.
Şimdi, adaylar belirlendi. 30 Mart’ta yapılacak seçimlerden bir gün öncesine kadar ter dökecekler, koşacaklar, koşturacaklar. 30 Mart akşamında herkesin saçı önüne dökülecek. Adam, berber koltuğuna oturmuş ve berbere, "Saçım ak mı, kara mı?" diye
sormuş. Berber de, "Önüne düşünce görürsün" demiş. Sandıklar açıldığında inşallah, biz de göreceğiz, kim kazanacak, kim kaybedecek. Tabi, bu aşamada adayların seçim çalışmasındaki sözlerine ve tavırlarına saygı duyacağız. Aklımızın ve kalbimizin doğrultusunda oy vereceğiz. Bize düşen yalnızca oy vermektir. Gerginlik ve sertlik aklı başında olanlara, kendini bilen insanlara yakışmaz. Barış ve kardeşlik içinde bir seçimin geçmesini dilerim.
Yazımın sonunda, adayların belirlenmesi sisteminin ülkemizde çok da sağlıklı yürütülmediğini ve dar bir ekip "Az sayıdaki kadro" tarafından belirlendiğini hassaten belirtmek istiyorum. Her ne kadar anket ve temayül yoklaması gibi bazı araştırmalar yapılsa da, aday belirlemelerin genel olarak dar bir ekip tarafından belirlendiği de açıktır. Bu belirlenen adaylar millete seçenek olarak sunuluyor. Bu durum itibariyle, başkanı millet mi seçiyor, dar bir ekip mi seçiyor orası çok da net değil, muğlak bir durum!
Buna rağmen, seçimler demokrasinin bir gereğidir. Seçimler demokrasinin bayramıdır. İnanıyorum seçimlerden sonra da hangi görüş ve partiden olursa olsun, iyi adayların başkan seçilmesiyle bu Bayram devam eder. Aksi takdirde, Bayram hüsrana dönüşür. Dileğim tüm milletimiz için her zaman Bayram yaşamaktır.