Milletvekillerinden sonra, üst bürokratlar da şimdi avanta peşindeler. Yeni kanun tasarısına göre, önemli koltuklarda oturan bürokratlara, sırf para verebilmek için başka kurumlarda da yeni ek görevler verilecek. Maksat görev değil, tabii ki avanta. Yandaş ve yalakaların saltanatı sürerken, yağmacılık tam gaz devam ediyor.
Değerli okuyucularım, bundan 60 yıl önce, İlkokullarda “Yurttaşlık Bilgisi” adlı bir ders vardı. Bu ders, sonradan Sosyal Bilgiler dersine katıldı.
Yurttaşlık Bilgisi dersinin önemli konularından biri, öğrencilere devlet malına ve parasına sahip çıkmayı öğretmekti. Çünkü, toplumun o günkü anlayışına göre, devletin malını ve parasını korumak, insanın namusunu koruması kadar önemliydi.
Bu meyanda, vergi vermek, askerlik yapmak ve ulusal bir anlayışla bütün milli değerlere sahip çıkmak da, öğrencilere ısrarla öğretilirdi. Öğretilmekle kalmaz, bu bilgiler herkesin davranışına yansıması için, öğrenci velileriyle de yani halkımızla da paylaşılırdı.
Bu gelenek, 1980’li yıllara, yani Turgut Özal iktidarına kadar hiç bozulmadı.
ANAP İKTİDARI, BU GELENEĞİ BOZDU
1983 yılının sonunda tek başına iktidara gelen Turgut Özal ve yandaşları, bu geleneği bozdular. Kısa sürede, devlet malını “Yağma Hasan’ın Böreği” haline getirdiler.
Rüşvet, yasal kılıfa sokularak hırsızlık, yolsuzluk, adam kayırma, kısacası “avanta kapma”, her yerde ve devletin her kesiminde olağan hale geldi.
İktidarın kimi akil insanları, devleti ahlaki yönden tıkayan ve halkı isyan noktasına getiren bu soyguna daha fazla seyirci kalamayınca, 1990 yılının başında “Yolsuzlukla Mücadele” adlı, 3628 Numaralı bir kanun çıkardılar.
Çıkardılar, ama bu kanun geçen 23 yıl içinde, sayısı 3’ü ya da 4’ü geçmeyen “Günah Keçisi”ne uygulandı. Daha sonra da, arşivlerdeki tozların içinde kayboldu gitti.
O kanun ki, bu iktidar döneminde en çok uygulanması gereken bir kanun olduğu halde, bir tek kişiye bile uygulanmadı.
AVANTA, KANUN FİLAN TANIMIYOR
AKP iktidarı, daha işin başındayken ipin ucunu kaçırınca, bir daha toparlayamadı. Hükümet, “Benim iktidarımda, hiç bir yolsuzluk olmadı.” diyebilmek için, yolsuzluk yapan hiç kimsenin yakasına yapışmadı.
İktidarın bu tavrını ve zafiyetini bilenler de, bu fırsatı hiç kaçırmadılar.
Başbakan’ın ve Cumhurbaşkanı’nın çok pahalı ve lüks harcamalarını halkımız hep üzüntüyle seyretti. Bu kötü örneği gören iktidarın yalaka ve yandaşları da, tabii ki boş durmadılar.
Halkımızın önemli bir kısmı aylık 900 lirayla geçinmeye çalışırken Vekillerimiz, kendilerine ödenen 17.400 lirayı az buldular.
Üç gün önce bu köşede belirttiğim gibi, aylıklarına şimdi yeniden zam yapıyorlar. Zam’la kalmayıp, ömür boyu başka ayrıcalıklar ve avantaların peşindeler.
İşin kötü tarafı, adı muhalefet olan ve iktidarın yanlışlarına muhalefet etmesi gereken öteki partiler de, bu avantaya balıklama atladılar. Onlara, buradan bir kere daha yazıklar olsun!
ÜST BÜROKRATLARA, YENİ AVANTALAR
Bu iktidar döneminde, bir çok saltanatın yanında, daha çok Valilerin saltanatı konuşuluyor. Başbakan, “Benim Valim” dedikçe, Valilerin makam araçlarının sayısı artıyor. Hem de, en pahalı ve en lüks olanları garajlara çekiliyor.
Öteki üst bürokratlar da, Valilerden hiç de geri kalmıyorlar.
İktidar partisinin Milletvekilleri şimdi onlar için, halkın diliyle yeni bir “kıyak” hazırlıyorlar.
AKP’li Vekiller, geçen hafta TBMM’ne gönderdikleri alkollü içkilerin reklamını yasaklayan “Torba Yasa Taslağı” nın içine, üst bürokratlara ilave para ödenmesi için ek görev koymuşlar.
Bu iktidar döneminde uygulamaya konulan ve adına “Torba Yasa” dedikleri bu yasaların içine çok değişik konuları keyiflerince yerleştiren iktidarın Vekilleri, her aklına geleni böylece kanun haline getirebiliyorlar.
Bu yasaya göre, Radyo Televizyon Üst Kurulu, Sermaye Piyasası Kurumu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, Rekabet Kurumu, Kamu Gözetimi ve Muhasebe Denetim Kurumu ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu gibi kurumların üst yöneticilerine, başka kurumlarda da ek görev verilebilecek.
Daha doğrusu, bu kişiler “ek görevli” sayılıp, zaten yüksek olan maaşları, biraz daha yükseltilecek.
Bugün Türkiye’de, insanlar asgari ücretle iş ararken, bulanlar da bu parayla geçinmeye çalışırken, ayda ortalama 20 - 30 bin lira para alan bu kişilere yeniden para pompalamanın ve benzeri avantaların kısa adı, “Kılıfına uydurulmuş yağmadır.”
İKTİDAR PARTİSİ’NİN İLÇE TEMSİLCİLERİ, BANA GÜCENİYOR
İktidarın icraatını eleştirdiğim için, AKP’nin Saray İlçe temsilcileri, sanıyorum ki bana güceniyorlar.
Hepsini tanıyorum ve partilerini iktidarda tutmak için büyük çaba sarf ettiklerini, takdirle izliyorum.
İyi. ama memleketin nasıl idare edildiğini onlar da görüyorlar.
Onlara birinci önerim, “empati” yapmaları, yani kendilerini zor geçinen halkın yerine koymalarıdır.
İkinci önerim ise, partilerinin İlimizi temsil eden Milletvekillerine, ülkenin içine düşürüldüğü bu soygun ve yolsuzluk batağından nasıl kurtulabileceğini sormalarıdır.
Adına “Çözüm Süreci” dedikleri “Bölünme Süreci”nin nasıl sonuçlanacağını, sormalarına gerek yok. Onun nasıl sonuçlanacağını, artık herkes tahmin edebiliyor.
***
Bu gidişin sonunu merak edenler içinse, Şair bakın ne diyor?
Hasandağı arpalıktır, eğer saban yürürse,
Her derede bir değirmen, eğer suyu gelirse,
Her köylüden birer tavuk, eğer köylü verirse,
İyi gidiş bu gidiş, eğer sonu gelirse...
Değerli okuyucularım, bu gidişin sonu iyi değildir.
Belediye Başkanı Nazmi Çoban’ın Dikkatine; Çarşamba Pazarı’ında kimi Esnafın etiketlerindeki “Yarım Kilo” aldatmacası devam ediyor. Halkımız, buna çok tepkili. Gücünüz yeterli, sözünüz geçerli ise, bu aldatmacaya lütfen son verin.