|
||
Belediye nin Dükkanları Neden Boş? | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
Saray Belediyesi’nin, Belediyeye gelir temini için yaptırdığı kimi dükkanları, uzun zamandır kullanılmıyor. Halkımız, merak ediyor ve soruyor. “Kiracı mı yok, yoksa kasten mi boş tutuluyor?” “Vatan Caddesi” dendiğinde, aklıma hemen İstanbul’daki gelir. Hani, merhum Adnan Menderes’in, Aksaray’ Meşhur çünkü, şimdi “Köprüleri sattırmayız.” diyenler, o zaman da “Bu caddeyi açtırmayız.” demişlerdi, Ancak Menderes, kimseye aldırış etmeden önüne çıkanı yıkıp geçmiş ve caddeyi açtırmıştı. Hatta o sırada, Aksaray’daki meşhur Valide Camii’nin bile yıkılacağı söylenmiş, ancak önündeki çeşme yıkılmış, numaralanan taşlarıyla çeşme geri çekilerek yeniden yapılmıştı. Yıkım sırasında 400-500 kiloluk bir taşın altında kalan tedbirsiz bir işçi de, hayatını kaybetmişti. Bütün eleştirilere rağmen ortaya güzel bir cadde çıkmış, o gün bu gün Adnan Menderes hep takdirle yad edilmiştir. BİZİM DE BİR “VATAN CADDEMİZ” VAR. Esinlenip ya da özenilip, ilçemizdeki kimi caddelerin adları İstanbul’dan alınmış. Mesela; İstanbul Caddesi, Taksim Caddesi, Cumhuriyet Caddesi, Hürriyet Caddeci ya da Vatan Caddesi gibi... Vatan Caddesi, Otogar’ın yanından ve Ziraat Bankası’nın çaprazından başlıyor. Bu noktadan merdivenlerle inilen Cadde, Küçükyoncalı Köprüsü’ne kadar devam ediyor. Vatanını pek seven Belediye yetkililerinin, bu caddeyi ise pek sevmediği anlaşılıyor. Çünkü, cadde, bakımsız. Bu cadde ile Nazırlar Caddesi’nin kesiştiği noktada yağmur sularını toplayan ızgaralar, yıllardan beri bir çukurun içinde. Belediye, bu ızgaraları yolun seviyesine bir türlü çıkaramadı gitti. Ama, esas sorun o değil. ESAS SORUN, CADDENİN BAŞINDAKİ DÜKKANLAR NEDEN BOŞ? Merdivenlerle inilen bu caddenin başında, Belediyeye ait çok sayıda dükkan var. Dükkanlar iki katlı. Zemin katlarının cephesi Vatan Caddesine, üst katların cephesi ise, Otogar’ın içine bakıyor. Vaktiyle, iyi düşünülmüş ve Otogar yapılırken, Belediyeye gelir getirmesi için bu dükkanlar da yapılmış. Gelir teminiyle birlikte, esnaf vatandaşlara da böylece kiralık işyeri temin edilmiş. 30 yılı aşan bir süre içinde, dükkanlar hiç boş kalmamış. Dükkanları, usulüne göre Belediyeden kiralayan vatandaşlar burada mütevazi işyerleri açmışlar. Geçimlerini sağlarken, Belediyeye de kira ödemişler. Ama, gelin görün ki, bir yılı aşkın bir süredir dükkanların yarısı boş. Terk edilmiş ve pislik içindeler. En son, bir Sigorta Şirketi, Roman Dernekleri, Şoförler ve Otomobilciler Odası, Müzik Market, Ayakkabıcı, Tuhafiyeci ve Kuş ve Süs Balıkları satıcısı ve diğerleri dükkanları terk etmiş. Mevcut esnafa soruyorum. “Bu dükkanlar neden boş?” diye. Esnaf, çeşitli iddialar ortaya atıyor. Mesela, “Kiracılar, kiralarını ödeyemiyorlar. Kiralar yüksek.” diyenler var. Ama, bu iddia inandırıcı değil. Çünkü, kiralar o kadar yüksek değil. “Dükkana masraf eden kiracıya devir hakkı tanınmadığı için, kiracılar yaptıkları masrafı geri alamıyor. O sebeple, kiralamıyorlar.” diyenler var. Ve, bunda haklılar. “Cadde, pis ve bakımsız. Dükkanların önü, araç trafiğine kapalı değil. O sebeple, yayalara gezinti alanı yok. Caddede içki satan dükkan var. Ve, o sebeple ve özellikle bayan müşteriler gelmiyor.” diyenler var ve haklılar. Başka sebepler de ileri sürülüyor. Ancak, kesin olan şu ki, Belediye bu caddeye ve kiraya verdiği dükkanlarına karşı ilgisiz. Belediye, aylardır boş tutulan bu dükkanlardan, önemli miktarda gelir kaybına uğruyor. Birçok icraatını takdir ettiğimiz ve bu sütunlarda dile getirdiğimiz Belediye yetkililerinin, bu durumu görmemesi mümkün değil. Bu işle görevli olanların görevlerini yapmadığı ve Belediyeyi gelir kaybına uğrattıkları, daha doğrusu zarara soktukları ortada. O HALDE, NE YAPMALI ? Yapılacak iş de ortada. Dükkanlar temizlenip, ilanat yapılarak öncelikle görücüye çıkarılmalıdır. Belediyenin tasvibi alınmak şartıyla, kiracıya devir hakkı tanınmalıdır. Onarılıp, duvarları boyanarak cadde cazip (daha çekici) hale getirilmelidir. Keza, aynı ilgisizlik ve bakımsızlık Ayaspaşa Camii önündeki (Eski Pazar yerindeki) dükkanlar için de geçerlidir. Belediye yetkilileri, bu ihmallerinden ötürü hukuki bir sorumluluk taşımasalar da, vicdani sorumluluktan kurtulamazlar. Yetkililerin, halka şehircilik hizmeti sunarken, bir görevleri de kamu haklarını ve menfaatlerini korumaktır. Eğer, aksine bir açıklamaları ve bu konuda haklı oldukları bir yanları varsa, bildirdiklerinde bu sütunda açıklarız, yayınlarız. BELEDİYEMİZ BÜYÜYOR, Değerli okuyucularım, İlimizin “Büyük Şehir” statüsüne alınmasıyla, Belediyemiz de oldukça büyüyecek. Bu konuda, İl merkezinde gerekli çalışmaların yapıldığını biliyoruz. Çok değil, 10 ay sonra yapılacak olan yerel seçimin ardından, uygulamaya geçilecek. Ülkemizde daha önce 16 olan “Büyük Şehir” sayısı 13 yeni katılımla 29 oldu ya da olacak. Olacak, ama acaba iyi mi olacak? Çeşitli iddialar var. Bu yapılanma ile iktidarın, ülkemizde Eyalet Sistemi’ne geçişi kolaylaştırmak istediği söyleniyor. Onu, pek tabii ki zaman gösterecek. Onu bir kenara bırakıp, biz işin hizmet yönüne bakalım. Bu uygulama ile Büyükyoncalı ve Beyazköy Beldeleri’nin Belediyeleri kaldırılıyor. Köylerin de tüzel kişilikleri kaldırılarak, “Mahalle” statüsüyle, Saray İlçe Belediyesi’ne bağlanıyorlar. Bu yerlerin, taşınır, taşınmaz bütün malları İlçe Belediyesi’ne geçiyor. Köylerimizin halkı da artık, tıpkı şehirde oturanlar gibi Belediye hizmeti alacaklar. İhtimal o ki, yeni bir kadastro tespiti ile arsalar ifraza uğrayacak, böylece ortak kullanım ortadan kaldırılacak, vatandaşlarımızın malları daha da kıymet kazanacaktır. Kısacası, köylerimiz de artık şehirleşecek. “Hemen olur mu?” derseniz, biraz zor. “Hizmet alalım.” derken, yeni vergiler tepemize binerse, sakın şaşırmayalım. Değerli okuyucularım; en kötü kanun, iyi bir hakimin elinde nasıl adalet getirebiliyorsa, en kötü yapılanma da, iyi bir Belediye ekibinin elinde beklenen hizmeti pekala getirebilecektir. Hakim tayin etmeye yetkimiz yok, ama 10 ay sonra Belediyenin o ekibini seçmeye yetkimiz var. Hepimiz için, şimdiden hayırlı olsun. ------------------------------------------------------------------------------------------------- “Güçlü’nün Adaleti” Üzerine Dip Notu: Önceki yazımda “Siyasallaşan Adalet Artık Haklı’nın Değil, Güçlü’nün Adaleti” başlıklı yazım, okuyucunun büyük ölçüde ilgisini çekti. Arayan vatandaşlar, bu durumdan büyük üzüntü duyduklarını söylerken, CHP Genel Başkanı çok ilginç bir açıklama yaptı. Kemal Kılıçdaroğlu, AKP iktidarı döneminde yargıya “şaibeli olarak”, 4000 den fazla “militan” Hakim ve Savcı alındığını söyledi. Hemen bir açıklama yapan Adalet Bakanlığı iddiayı yalanladı, ama sayıyı doğruladı. Bakanlık, son iki yıl içinde atanan Hakim ve Savcı sayısının, 2353 olduğunu söyledi. Bakanlığın, “Aldığımız Hakim ve Savcılar, militandır.” diyecek hali yok. Ancak, Ana Muhalefet Partisi Başkanı, açık konuşuyor ve böyle diyor. Ben de, vatandaşlarımızla birlikte “Siyasallaşan Adalet Artık Haklı’nın değil, Güçlü’nün Adaletidir.” görüşünde, ısrarla ısrar ediyorum. |
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.