|
||
Bunlar Nasıl Muhalefet Partisi? | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
İktidar, harıl harıl bir “Bölünme Anayasası” hazırlatıyor. Muhalefet Partileri de, buna adeta destek veriyor. Şaşılacak şey! İktidarın karşısında “koyun” gibi bir muhalefet var. Yazıklar olsun böyle muhalefete! Değerli okuyucularım, çeyrek asrı aşan bir süreden beri başımıza büyük dert olan “Kürt Meselesi”, artık iyice “Mesele” oldu. AKP’nin, iktidar olduğu günden itibaren bu meseleyi çıkaranlara verdiği tavizler, artık içinden çıkılmaz bir hal aldı. Terör destekli dayatmacılar, geçen yıl ağızlarındaki baklayı çıkardılar ve artık bölünmek istediklerini açıkça söylediler. Söyleyenler, seçim yoluyla Meclise gelerek, devletin bütün imkanlarından nemalanıp, terör örgütünün temsilciliğini yapanlardan başkası değil. Yıllardan beri onlar içeriden, terör dışarıdan vuruyor. Düşmanımız, sadece onlar değil. Dost gibi görünen Avrupa ülkeleri de, Amerika da, hep onların yanında Bu dostlar(!) bölücülerin bölünme isteklerini destekliyor ve bölücülere maddi/manevi her türlü desteği veriyorlar. “AÇILIM” GİRİŞİMİ, TUTMADI İktidarın, adına “Açılım” dediği, ancak ne yapmak istediğini açıklamadığı projesi, iki yıl süreyle ortada dolaştıktan sonra gücünü yitirdi, ama ömrünü yitirmedi. “Meseleyi, çözmeye kararlıyım.” diyen siyasi iktidar, bu defa adına “Süreç” dediği yani, “Çözüm süresi” anlamına gelen yeni bir proje başlattı. Meseleye çözüm vaat eden bu süreç, otuz bin kişinin katlinden sorumlu idam mahkumu Bölücübaşı’nı, bir “Kahraman” haline getiriverdi. Ve bütün umutlar, onunla varılacak anlaşmaya bağlandı. Dikkat ederseniz, terör bıçak gibi kesildi ve bölücüler pür dikkat, iktidar ile Bölücübaşı’nın yapacağı anlaşmaya kilitlendi. “SÜREÇ” İÇİN, ORTAM UYGUN HALE GETİRİLDİ Ülkenin bölünmesini kabul etmiş gibi görünen iktidar, süreç için ortamı da uygun hale getirince, bakalım şimdi neler olacak? Bölücüler ne isteyecek, iktidar ne verecek? Olabileceklere karşı halk yığınları sessiz, Ordu’nun emekli ve kimi muvazzaf subayları darbe suçlusu olarak içeride. Kamuoyunu bilgilendirmekle vazifeli olan basın yayın organları sus-pus. Medya olarak adlandırılan bu organların yazar çizerleri iktidarın ağzına bakıyor. Bir-iki gazete ve TV kanalının dışında, hepsinin kaleminden ve ekranından iktidara övgüler fışkırıyor. İyi de, bu muhalefet partileri ne yapıyor? Meclise, muhalefet partilerinin temsilcileri olarak giren bu adamlar, acaba neyin hesabını yapıyor? Ülke, adım adım bölünmeye giderken, bunlar orada ne maksatla oturuyorlar? Açıkçası, bu “gaflet” niye? BÖLÜNME ANAYASASI, HIZLA HAZIRLANIYOIR! 12 Eylül darbe yönetiminin hazırladığı Anayasayı, on seneden beri itirazsız uygulayan iktidar, birden “tü-kaka” edip, şimdi yeni bir Anayasa hazırlatıyor. Olabilir, ama nasıl bir Anayasa hazırlanıyor, biliyor musunuz ? Şimdi, ona bakalım. Kurnaz tavırlarıyla herkese şapka çıkartan iktidar, Mecliste büyük çoğunluğa sahip olmasına rağmen, Anayasa Komisyonu’na bütün partilerden eşit sayıda üye alıyor. Oltayı, avına bu şekilde fırlatıp, eşit şartlarda bir Anayasa hazırladıklarını belirtmeye çalışıyor. Böylece, Anayasa’nın müştereken hazırlandığını ve herkesin Anayasası olduğunu kolayca anlatabilmek için bunu yapıyor. Asıl niyetlerinin bu olmadığı, muhalefetin itirazları karşısında öfkelenip, “Anayasayı, biz kendimiz de yapabilir, halkın oyuna gidebiliriz.” demelerinden kolayca anlaşılıyor. YENİ ANAYASANIN ÇARPICI HÜKÜMLERİ Hazırlanan yeni Anayasaya, çok çarpıcı, çarpıcı olduğu kadar ülkemizin hayrına olmayan ilginç hükümler konuyor. İşte, bazıları; · Mevcut Anayasa’nın değiştirilmesi dahi teklif edilemeyecek olan “Devletin şekli, Cumhuriyetin nitelikleri ve ülkenin ve milletin bölünmez bütünlüğüne ve resmi dilinin Türkçe olduğuna işaret eden ilk üç maddesi”nin değiştirilmesi isteniyor. · “Türklük” kavramının, Atatürk ilkelerine bağlılığın ve Devrim Kanunları’nın, Anayasa’dan çıkarılması isteniyor. · Anayasa Mahkemesi’yle, Yüksek yargı ve diğer yargı organlarının oluşumu yeniden düzenlenerek, yargının tümüyle siyasi iktidarın emrinde olması sağlanıyor. · Türk Ordusu, mevcut siyasi iktidarın düşünce yapısına tamamen uygun bir güç haline getirilmek isteniyor. · Demokratik Parlamenter Sistem’in yerine, bütün güçleri elinde tutan (halkın Padişahlık dediği) bir “Başkanlık Sistemi” getirilmek isteniyor. · Bu sistemin ürünü olarak da, ülkemizin Eyaletlere bölünerek, bölücülerin istediği gibi bir idari yapıyı oluşturup, onlara “Özerklik” kapılarının açılması isteniyor. · Ve sonuç olarak, girdiği savaşı kaybetmiş bir ülkeymişiz gibi, topraklarımızın üstünde bir “Kürt Devleti”nin (Bağımsız Büyük Kürdistan) kurulmasına zemin hazırlanıyor. İşte, olayın özeti bu! NEREDE BU MUHALEFET PARTİLERİ? Durum vaziyeti, böyle apaçık meydanda iken, bu muhalefet partileri acaba nerede? Böyle bir Anayasa’nın hazırlandığı Komisyonda, onların işi ne? Başbakan; “Biz, istediğimiz Anayasayı hazırlar ve millete gideriz.” diyebildiğine ve muhalefeti hiç takmadığına göre, o Komisyonda hala neyi bekliyorlar? Bütün bunları gören ve bilen MHP liderinin “Aman, Komisyon dağılmasın. Çalışmalar, 23 Nisana kadar sürsün” demekteki maksadı acaba nedir? Bu partinin lideri, kimin değirmenine su taşıyor? Bu liderin, iktidar hakkındaki esip gürlemesine, artık kim inanır? GELELİM, İŞİN SONUÇ BÖLÜMÜNE Değerli okuyucularım, daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi benim derdim, ülkemin bölünmemesi. Girdiğimiz bir meydan savaşını kaybetsek bile, Türk halkı olarak biz yeniden savaşır, bu toprakların bölünmesini katiyen istemeyiz. Oysa biz, bir savaş kaybetmedik ki. Ezelden beri kahramanlıklarıyla övündüğümüz, 700 bin kişilik bir Ordu’ya sahibiz. Bu silahlı gücü, boşuna mı besliyoruz? Çocuklarımıza ve torunlarımıza, horlanmış bir Türk toplumu ve bölünmüş bir Vatan bırakıp gidemeyiz. İşte benim derdim, ülkeyi yönetenler, adına “Süreç” dedikleri bu dönemde çözüm arasınlar, ama bu güzel vatanı böldürmesinler. |
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.