Moved Permanently

10 seneden beri Saray’a sırtını çeviren AKP, yavaş yavaş yüzünü dönmeye başladı. Durumu fark eden hemşerilerimiz, bu oltayı yutmama kararında. Benim tavsiyem; oltayı yutmayın, ama ucundaki balığı kapmaya bakın.

        1954 yılı Mayıs ayı’nın 2’sinde, genel seçimler yapılacak. Özel orman sahibi olup, Istranca dağlarını Çilingoz’a kadar eline geçiren, Sirkeci’deki Doğubank’tan, Boğaz’daki Mocan Yalısı’na kadar nice menkul ve gayrimenkulün de sahibi olup, kendisine değil, çevresine bile ulaşılamayan Şevket Mocan, Tekirdağ Milletvekili adayı.
         Seçimin propaganda çalışmaları sürerken Şevket Bey, o zamanki adı Küçük Manika olan bizim köye de geldi. Haber alınca, izlemeye ben de gittim.
         Arkadaşlarıyla beraber kahvehaneye girer girmez, “Sevgili hemşerilerim, yoldan geldik. Arkadaşlarımı bilmem, ama benim karnım çok aç. Bana, bir parça ekmekle, varsa bir dilim peynir ve bir baş soğan getirin. Bir bardak çayla, şuracıkta yiyeyim.” dedi.
        Köylünün, “yemek getirelim” demesine rağmen o kabul etmedi ve soğan ekmekte ısrar etti. Ekmek, peynir ve soğan hemen geldi.
        Soğanı kesmesi için uzatılan çakıyı geri çevirdikten sonra, masanın üstündeki soğana kuvvetlice bir yumruk vurup, kırdı ve peynir ekmekle yemeye başladı.
        O kadar iştahla yiyordu ki, köylü kendisine hayran kaldı. Kahvede herkes birbirine dönüp, “Adam, bizden ve tam da bize göre bir adam.” demeye başlayınca, Şevket Bey muradına ermişti.
        Kısa süren yemek faslından sonra Şevket Bey konuştu, köylüler dinledi ve bol bol alkışladılar. Seçim günü oylarını da verince, Şevket Mocan Milletvekili oldu.
         Milletvekili oldu, ama soğan-ekmek yedikten sonra kahveden çıkan Şevket Mocan’ın arkadaşlarına, “Midem o kadar bulandı ki, kendimi çok zor tuttum.” dediğini, sonradan öğrendik.
         Ah! Bu siyasetin gözü kör olsun. Şevket Mocan, Milletvekilliği süresince ne köyümüze, ne de ilçemize bir daha hiç uğramadı.
         Bu siyaset, sadece Şevket Mocan’a ait değildi. Biz, bu siyaseti daha sonra Süleyman Demirel’de ve diğerlerinde de gördük. Türk siyasetinde bu anlayış hiç azalmadı ve giderek arttı.
                            AKP, BU İLÇEYE SIRTINI DÖNDÜ !
      Açılımı Adalet ve Kalkınma Partisi olup, adaletin de, kalkınmanın da kimlere yaradığı ortada olan bu iktidar döneminde, Saray ilçemiz hem “yetim”, hem de “öksüz” evlat muamelesi gördü. Yani, 10 yıldan beri  ilçemize, babasız-anasız çocuk gözüyle bakıldı.
      Tam 20 sene önce temeli atılıp, iskeleti kurulan ve 20 seneden beri tamamlanmayı bekleyen Kapalı Spor Salonu’muza, bu iktidar döneminde bir tek çivi bile çakılmadı.
      Arsası, bir hayırsever hemşerimiz tarafından bağışlanan, ek binası ise yine başka bir hayırsever tarafından yaptırılan Devlet Hastanemize, ihtiyaç duyulan uzman hekimler, bir türlü verilmedi.
      Bu köşede bir-kaç yıl önce iki ayrı yazı yazdıktan ve İl Sağlık Müdürü ile görüştükten sonra, (rica-minnet) bir Göz ve bir Kulak hekimi, haftanın sadece bir günü için geldiler. Uygulama bir yıl sürmeden, onları da geri çektiler.
       Bir Bankanın verdiği promosyonla temeli atılıp, iskeleti kurulan Öğretmenevi’ne de, daha sonra bir tek çivi çakmadılar. İnşaat, 6 yıldan beri terk edilmiş gibi duruyor ve tamamlanmayı bekliyor.
       Senede bir defa ve Öğretmenler Günü’nde hatırlanan öğretmenlerimize tahsis edilen Çay Bahçesi’ni de kapattılar ve kullandıkları lokalle birlikte ellerinden aldılar.
       İller Bankası’nın, borçlanmaya bağlı olarak  Belediye’ye yasal katkısından başka, devletin bütün imkanlarını bu ilçeden esirgediler.
       Sözün kısası, 10 yıldan beri devletin hiçbir yatırımı, bu ilçede görülmedi.
                      ŞEVKET MOCAN SİYASETİ, TAM GAZ !
      İktidar Partisi, yakın geçmişte İlçe Teşkilatı’nı yeniledi. Ve, eski İlçe Başkanı’nı, tecrübelerini göz önüne alıp, yeniden bu göreve getirdi. İyi de yaptı. İlçede şimdi, partinin aktif bir örgütlenmesi ve çalışması görülüyor. İlçe merkezinden başka, köylere gidiliyor, halkla görüşülüyor. Sohbet toplantıları yapılıp, dertler dinleniyor.
       Yani, İlçe Teşkilatı vakit geçirmeden, her dönemde geçerli olan “Şevket Mocan Siyaseti”ni uygulamaya koydu.
       Elinizdeki Gözlem Gazetesi’nin geçen sayısında manşet yapılan “Ak Parti’den Hastalara Ziyaret” başlıklı haber, bana rahmetli Şevket Beyi, bir kere daha hatırlattı.
       Şevket Beyin hatası, köyün sorunlarıyla ilgilenmek, mesela ilaç bekleyen hasta varsa, onlara yardım etmek yerine, midesini bulandıran o soğanı yemesiydi. Ama, o bu hareketiyle de muradına ermişti.
       Bakın, AKP Saray İlçe Teşkilatı, şimdi doğrusunu yapıyor. Hastanede, hastaları ziyaret ediyor. İlçe yetkilileri, yatan hastaların ellerini tutuyor. Hasta olan küçük çocukları okşuyor. Hastane yetkilileriyle konuşuyor. İlk defa duyuyormuş gibi(!)  hastanenin sorunlarını öğreniyor.
       Hastane Başhekimi, “5 Acil Servis Hekimine ihtiyacımız varken, sadece 2 hekimimiz var” deyince, “Ah! Vah!” deyip, üzüntülerini belirtiyorlar.
       Başhekim, “Sürekli olarak Göz ve Kulak hekimi istediğimiz halde, verilmiyor.” deyince, daha çok üzüldüklerini söylüyorlar. İlçe Başkanı, sadece bir Göz Hekimi’nin haftanın bazı günleri gelebileceği müjdesini veriyor.
      İlçe Başkanı ayrıca, “Geçtiğimiz günlerde ilçemize gelen Milletvekilimiz Ziyaeddin Akbulut’a bu konuyu ilettik, o da ilgileneceğini söyledi.” diyebiliyor. Sonucunu bildiği için, başkaca bir şey diyemiyor.
      İlçe Teşkilatının, yeni bir hastane ziyaretini ne zaman yapacağını ise, sadece Allah biliyor.
                        AKP, İŞİNİ BİLİYOR.  BEN, UMUTLUYUM.
      2014 Mart’ında, yerel seçim var. Edindiğim doğru bilgilere göre, AKP bu defa ne pahasına olursa olsun, ilçemizde Belediyeyi ele geçirme niyetinde. Yalnız İlçe Teşkilatı’nın çalışmaları değil, merkezden aldığım bilgiler de bunu doğruluyor.
      Bir siyasi partinin seçim kazanma isteği, onun en doğal hakkıdır. Amaaa, bu parti iktidardaysa, oy beklediği halkın da, ondan iş, hizmet ve kalıcı eserler beklediği ortadadır.
      Siyasi iktidarın 10 seneden beri sırtını çevirdiği ve ihmal ettiği Saray ilçesi halkı, iktidarın artık bu ilçeye yüzünü çevirmesini istiyor.
     İktidarın bunu yapacağını, ben de olmayan yetkilerime değil, sezgilerime dayanarak söylüyorum.
    Siyasette “tarafsız” olmama  rağmen, Adalet ve Kalkınma Partisi’ne, ben de oy verdim. İktidarın, ilçeme ve halkıma yapacağı her hizmeti, minnetle ve şükranla karşılarım. Öyle bir durumda oyumu da, badema seve seve veririm. Oy vermeyenlerin de, vermelerini isterim.
       Ama, önümüzdeki şu bir buçuk yıl içinde Şevket Mocan siyaseti güderek değil, bu ilçenin ihtiyaçlarını karşılayarak ve ilçemize kalıcı eserler vermeleri şartıyla bunu yaparım. Aksi halde hemşerilerime, oltayı yutmadan ucundaki balığı kapmalarını öneririm.
    Sevgili hemşerilerimin de,  benim gibi düşündüklerini ya da düşüneceklerini, buradan rahatlıkla söyleyebilirim.