12 Eylül gençliği 'düşünen, sorgulayan, idealist' bir gençlikti. Arkadaşlık, yoldaşlık, ülküdaşlık, kardeşlik ön plandaydı. Akıllı gençlikti, karşıt fikirdeydiler ama hep bir şeyler düşünürlerdi.
12 Eylül'ün kırıcı, yıkıcı, kasvetli tüm havasını solumuş, çilesini çeken bir gençlikti. Ama Deniz Gezmiş bu gençliğin 68'lerin öncü lideri olan ve tamamıyla Kemalist düşüncesini benimsenmiş bir gençlik iken, 1972 yılında asıldı. Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın idamlarından sonra başlayan yeni örgütlenme hareketleri farklı boyutlara taşınınca, örgütlerin içine sızan iç ve dış güçlerin oyunları ile Türkiye'de kaos yaratıldı.
Deniz Gezmiş idamı kesinleşince babasına yazdığı mektup çok ama çok anlamlı ve Gezmiş Ailesi'nin nasıl bir aile olduğunu bu köşemde siz değerli okuyucularımla paylaşmak istedim. Yani Deniz Gezmiz ve dönemin gençliğini birilerinin önyarıyı ile tanımı değil, belgeli ve doğruları araştırarak öğrenmektir. Bu mektup devlet kayıtlarına geçmiş bir belgedir...
Deniz'in babasına gönderdiği mektub
Deniz Gezmiş'in 1971 yılında babasına yazdığı mektuptan:
"Baba, sana her zaman müteşekkirim. Çünkü Kemalist düşünceyle yetiştirdin beni.
Küçüklüğümden beri evde devamlı Kurtuluş Savaşı anılarıyla büyüdüm. Ve o zamandan beri yabancılardan nefret ettim.
Baba, biz Türkiye'nin 2. Kurtuluş Savaşçılarıyız.
Elbette ki hapislere atılacağız, kurşunlanacağız da. Tıpkı 1. Kurtuluş Savaşı'nda olduğu gibi.
Ama bu toprakları yabancılara bırakmayacağız. Ve bir gün mutlaka yeneceğiz onları.
Düşün baba, bugün hükümet, işini gücünü bırakmış bizimle uğraşıyor.
Çünkü bizden başka gerçek muhalefet kalmamış durumda.
Ve hepsi Kemalist çizgiden sapmışlar. Ve tarih önünde hüküm giymiş durumdadırlar.
Biz çoktan onları tarihin çöplüğüne atmış durumdayız.
Baba, mektubuma son verirken seni, annemi, Bora'yı, Hamdi'yi devrimciliğimin olanca ateşiyle kucaklarım.
Gezmiş Ailesi, zaman içerisinde Cimil Köyü’nden Türkiye'nin değişik bölgelerine ekonomik nedenlerle göç ettikleri zaman Deniz Gezmiş'in dedesi de Erzurum'a gitmiş.
Deniz Gezmiş'in dedeleri, ilk önce Erzurum'un Ovacık nahiyesi Çıkrıklı Köyü’ne yerleşmiş.
Gezmiş Ailesi, Çıkrıklı Köyü’nde uzun bir süre yaşadıktan sonra Birinci Dünya Savaşı ile Türk Kurtuluş Savaşında yaşanan olaylar nedeniyle Ilıca'ya bağlı Beypınar (Eski adı Öznü) Köyü’ne yerleşmişti.
Birinci Dünya Savaşı ve Türk Kurtuluş Savaşı döneminde Ermeni çetecilerin yaptığı katliamlara bölgedeki Türkler direnmişlerdi.
Gezmiş Ailesi de, diğer yurttaşlarında katılımıyla-desteğiyle birlikte direnerek Ermeni çetecileri Ovacık bucağına sokmamışlardı.
Türk direnişçiler, Ermeni çetecilerin Erzurum Aşkale'den İspir'e giden yol bağlantısını kesmişler İspir bölgesinde büyük katliamlara yol açmalarını bir ölçüde engellemişlerdi.
Cemil Gezmiş, yaptığı bir açıklamada, Kurtuluş Savaşı döneminde Gezmiş ailesinin katkılarını şöyle anlatmıştı:
"Anne tarafından dedem,
Balkan Savaşı'na askeri lise öğrencisi olarak katılmış,
Kurtuluş Savaşı'nda yaralanmış ve İstiklal Madalyası almış şerefli bir subaydır.
Baba tarafından dedem,
Sarıkamış Muharebesi'nde Moskof ordularına karşı savaşırken esir düşmüş ve üç yıl Sibirya ormanlarında işkence çekmiştir.
Gezmişoğulları Birinci Dünya Savaşı'nda onaltı şehit vermiş bir ailedir.
Babamın üç dayısı Erzurum'un geri alınmasında Ermeniler tarafından şehit edilmişti."
Erzurum Kongresi'nde Mustafa Kemal'e yardımcı olanlardan birisi de Deniz'in babası Cemil Gezmiş'in amcası Tabip Tevfik Bey'di.
Erzurum'un ilk baştabibi olan Tevfik Bey, Erzurum Kongresindeki katkılarının yanı sıra Mustafa Kemal'in çok önem verdiği uçak sanayisinin oluşturulması amacıyla kurdurduğu Tayyare Cemiyeti'nin Erzurum Şube Başkanlığı'nı yapmıştı.
Deniz de, Türk Kurtuluş Savaşı'nın hedefiyle yetişmişti.
Deniz'in dedeleri birinci kurtuluş savaşçısıydı Deniz de ikinci kurtuluş savaşçısıydı.
Türkiye'nin bağımsızlığı için yaşamı pahasına mücadele veren herkesi sevgiyle anıyorum...