|
||
Dikkat ! Gıdalarla Bizi Zehirliyorlar ! | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
İnsanlar eskiden, yemedikleriyle yani açlıktan ölüyorlardı. Biz ise, yediklerimizden öleceğiz. Çünkü, tükettiğimiz gıdalarla, bizi zehirliyorlar. Bunu hem de, devletin gözünün önünde yapıyorlar. NEDİR BU G.D.O ? GDO, “Genetiği Değiştirilmiş Organizma” demektir. Bilim adamları, 1980’ li yıllarda, bu konu üzerinde çok çalıştılar ve başta bitkisel ürünler olmak üzere, canlının DNA’ sı üzerinde oynadılar, Bir canlının genetik (irsi) özelliklerini kopyalayarak, o özellikleri taşımayan başka canlıya naklettiler. Bunu, daha çok bitkiler üzerinde yaparak, başta domates, mısır, pamuk, patates gibi bitkisel ürünlerin verimiyle birlikte, çevreye ve zararlılara karşı dayanıklılığını da artırdılar. Böylece, bol ancak insan sağlığına zararlı ürünler elde etmeye başladılar. İlk zamanlarda görülen yüksek verim, zararlarını ikinci plana ittiyse de, artık öyle düşünülmüyor. Çünkü bu ürünler, başta kanser olmak üzere, çeşitli hastalıklara sebep oldular, oluyorlar. GDO’lu ürünler, kimi Avrupa ülkelerinde yasaklandı. Kimilerinde ise, sayıları azaltıldı. Ne yazık ki bizim Tarım Bakanlığı’mız, bu ürünlere sınırsız izin verdi. Biz, halen bu ürünleri tüketmeye devam ediyoruz. İşin kötü tarafı, bu ürünlerin üzerine (ambalajına) ürünün bu niteliği yazılmadığı için, bunlar bilgisizce tüketiliyor. Devlet de, buna seyirci kalmaya devam ediyor. Tarım Bakanlığı’ndan emekli bir dostuma, bunu sordum. “Türkiye’nin nüfusu 75 milyon oldu. Ölenler gider, kalanlar bu ülkeye yeter.” diye bir espri yapıverdi. Bu bir şakaydı, ama insanın aklına; “Devlet de, acaba böyle mi düşünüyor?” sorusunu getiriyordu. GIDA BOYALARI, ZEHİR SAÇIYOR ! Başta meşrubat, pasta ve şekerlemeler olmak üzere, kimi gıda maddelerine renklendiriciler (gıda boyaları) katılıyor. Bir ölçü dahilinde katılan bu boyaların, dozu aşılmadığı takdirde, sağlığa önemli bir zararı olmuyor. Ama, bizdeki uygulama öyle değil. Ölçü kaçırıldığı gibi, izin verilen boyaların yerine, ucuz ve sahte boyalar kullanılıyor. O cazip renkler ise, insanı aldatıyor. Özellikle gelişme çağındaki çocuklar, bunlardan büyük zarar görüyorlar. Yeni edindiğim bilgilere göre, fırınlar da bu boyaları artık ekmekte kullanmaya başlamışlar. Tabii ki, gerçeklerini değil, daha ucuz ve sahte olanlarını. Mesela, ekmeği beyazlatmak için ya da kepek ve çavdar diye sattıkları ekmekleri esmerleştirmek için, bu boyaları kullanıyorlarmış. Son zamanlarda, fırınlara kolaylık olması bakımından bu işi artık un üreticileri yapmaya başlamış. Ziyaret ettiğim kimi fırınlarda, bu durumu sordum. Fırıncı, bana satın aldıkları çuvalları gösterdi. Anladım ki, boyama işi fırında değil, artık un fabrikalarında yapılıyordu. Geçen hafta, konuyla ilgili bir açıklama yapan İstanbul Fırıncılar Derneği Başkanı, önce inkar yoluna gitti ise de, daha sonra olayı doğruladı. Öte yandan, marketlerde satılan ya da dönen şişlerde nar gibi kızaran tavuğun, yumurtadan çıktıktan 45 gün sonra, koca bir tavuk olduğunu biliyor musunuz? Bilmekte, fayda var. Çünkü, 45 gün önce yumurta olan o tavukları yumurtadan çıkınca, çeşitli ilaçlarla şişirip, o hale getiriyorlar. Doğal şartlarda büyüyen bir tavuk en az 1 ya da 1,5 saatte pişerken, onlar 15 dakikada pişiyorlar. Devlet, bütün bunlara karşı ne mi yapıyor? Tabii ki her şeyi biliyor, ama sadece seyrediyor. TARIM BAKANLIĞI, NİHAYET HAREKETE GEÇTİ, AMA... Piyasaya çok miktarda sahte bal sürülüp, televizyon reklamlarıyla satılmaya başlanınca, Tarım Bakanlığı nihayet harekete geçti. Bakanlık, glikoz şurubuna bal aroması (kokusu) katarak, sahte bal yapan iki firmayı açıkladı. Onlar, hemen piyasadan çekildiler. Merak etmeyin, onlar başka bir marka ile yakında yeniden ortaya çıkarlar. Bakanlık ayrıca, hileli peynir ve et ürünleri satanları da açıkladı. Bunlar, genellikle tanınmayan markalar. Ama, Apikoğlu firmasını tanımayan yok. Hem pahalı, hem de güvenerek yediğimiz Apikoğlu sucukları da, meğer sağlıksız ve hileliymiş. Yazıklar olsun ! Tarım Bakanlığı’nın, gıda ürünlerinin tahlili için çok donanımlı laboratuarları var. O sebeple, denetim işini bu Bakanlık yapıyor, ama tam yapamıyor. Çünkü, Bakanlık güçlülerin baskısı altında ve daha başka oyunlar da var. Devlet, yani Bakanlık bu baskıyı kırabilirse, işte o zaman sağlıklı gıdaları tüketmemiz mümkün olacak. Aksi halde, % 100 dana niyetine, % 100 at ya da % 100 eşek etlerini yemeye devam edeceğiz. ŞİMDİ, GELELİM İLÇEMİZ SARAY’A Saray’da, bu toplumun bir parçası. Dışarıda ne satılıyorsa, buradaki pazarlarda ve marketlerde de, aynısı satılıyor. Bunların denetimine gelince, eskiden bütün gıda denetimlerini Belediyemiz, Zabıtası eliyle yapıyordu. Ama, şimdi o görev İlçe Tarım Müdürlüğünde. Pazarlardaki sebze, meyve denetimleri, yine Belediye Zabıtası’nda. Bırakın öteki denetimleri, Çarşamba pazarında “Kilo” yerine etiketlere “Yarım kilo” yazıp halkı kandıranlara bile, Belediyenin sözü geçmiyor. Fırınların denetimi ise, İlçe Tarım Müdürlüğü’nde. Tarım Müdürlüğü, gerekli denetimleri, düzenli olarak yapıyor. Bunu, hem fırıncılardan, hem de İlçe Müdürlüğü’nden öğrendim. Saray’da, tam 9 tane fırın var. Her fırın, günde ortalama 2000 civarında ekmek üretiyor. İlçede günlük ekmek tüketimi, 20 bin’in üstünde. Fırıncılar, halinden memnun. Ancak, halkımızın da memnun olması gerekiyor. Fırınlarımız, ne yazık ki boyalı ve aşırı katkılı unlardan ekmek yapmaya devam ediyorlar. Ama, ekmeğin içine boyayı onlar değil, un fabrikaları katıyor. Fırın sahiplerinden isteğimiz, boya katılmayan unları bulmak ve onları kullanmak. Çünkü, boyasız un üreten fabrikaların olduğu da biliniyor. Diğer taraftan, temizlik (hijyen) kurallarına uymayan fırınlarımız var. Onlar da, İlçe Tarım Müdürlüğü’nün denetiminde ve gözetiminde. Kendilerine verilen süre içinde, umarım ki onlar da daha iyi ve hijyen şartlarına uygun üretimlerini sürdürmeye devam edecekler. Aksi halde devlet, onların açıklanmalarına da izin veriyor. İlçemizde, böyle bir olayın yaşanmamasını temenni ediyorum. İsterseniz, yazının başına dönüp, bir kere daha tekrarlayalım. Eskiden yemediklerimizden, yani açlıktan ölünürdü. Şimdi ise, yediklerimizden öleceğiz. Hem de, devletin gözetiminde ! Kutlu Doğum Haftası, Mutlu Geçti Kermes, Göz Doldurdu ! Saray Sosyal Oluşum, Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği’nin, Kutlu Doğum Haftası’nı takiben düzenlediği Kermes de, büyük ilgi ve takdir gördü. Sergilenen el işleri herkesin ilgisini çekerken, bayanların elleriyle hazırlayıp ikram ettikleri mantıyı, konuklar büyük bir keyifle yediler. Dernek temsilcileri ile etkinlikte görev alan herkesi tebrik ediyor, amaçları yönündeki çalışmalarında başarılar diliyorum. |
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.