13 Nisan 2012 tarihli Gözlem Gazetesi’nde Naci Akay Bey, yukarıdaki başlığın sorusuz halini başlık olarak kullandığı bir yazı yazmış. Sıraladığı olaylar doğru, tartışmıyorum. Çünkü o günleri yakından yaşamış, acılarını çekmiş bir insan olarak o günleri çok iyi biliyor, anlıyor ve yorumluyorum. Salt kafama takılan soruları da sormak istiyorum: Amerika,’bizim oğlanlar’ derken ne demek istedi? Uğur Mumcu, sağcılara ve solculara aynı kişilerin silah sattığını söylerken, söyleminin altında ne yatıyordu? 27 Mayıs 1960’ın arkası çok mu temizdi? Vatan Cepheleri hangi mantığa hizmet ediyordu, bir cepheleşme yaratılmamış mıydı? 1946’tıdan beri yürütülen ekonomik politikalar ülkeyi buraya getirmemiş miydi? Ülkeyi’ her mahalleden bir milyoner yaratacağız’ dedikleri ekonomik politikayla cephelere bölen ve sonradan göreceğimiz ve bugün tepelere tırmanan bölünme söylemlerinin sorumluları salt idam edilen üç kişi miydi? Mendereslerin idamının arkasında ki gerçeklerde Türkiye dışından kimlerin müdahalesi vardı? Kore kırımının sorumluları kimlerdi? ‘Bizim oğlanlar’ diyen Amerika o yıllarda da dostumuz(!) değil miydi? O sözü edilen dönemde Türkiye’nin birçok önemli aydını(sağdan soldan diye ayırmıyorum) neden öldürüldü? Bu öldürmeler ülkemin kültür, bilim havuzunu yok etmedi mi? O insanlar kolay mı yetişiyordu? Bunu yapan sağcı/solcu denenler gerçekten mi bu işin bilincindeydi? O günün hızlı sağcı solcu önderleri bugün nerede duruyorlar, neden? Ülkemdeki tüm iç isyanlara, 27 Mayıs 1960’a, 12 Mart 1971’e, 12 Eylül 1980’e ve günümüze bakarken, bakma kriterlerimizi doğru mu kullanıyoruz acaba? Her olayı kendi zaman ve mekanında hem ülke koşulları ile hem de dünya koşulları ile değerlendirirsek acaba daha doğru sonuçlara ve yorumlara ulaşır mıyız? Ermeni, Kürt, Rum sorunları, neden sorun olarak Türkiye’nin önüne konuyor? Bunu dayatanlar, Amerika, Fransa, İngiltere, Almanya, Çarlık Rusyası çok mu pirupak? Çanakkale’de işleri neydi? Türkiye’yi neden yok etmek için saydırdılar? Biz ‘bağımsız bir devlet’ değil miyiz? Kendi irademiz yok mu? Dünya sömürgeciliğin baş aktörleri değil mi şimdinin ‘insan hakçıları’? 12 Eylül’ü yapanlarla teslim alanlar aynı zihniyetin insanı değiller mi? Orduyu şortla denetleyenler çağdaşlıklarından mı o eylemi yaptılar? Povıl, ne kadar Müslüman ya da Hristiyan ki, derin bilgisiyle ‘Ilımlı İslam’ı keşfedip Türkiye’ye önerebiliyor? Daha binlerce soru sorulabilinir ama bu sayfa sınırlı. Öncelikle insanlar tavırlarını koysunlar bu ekonomik sistemden yana mıdırlar yoksa karşılar mı? Seçenekleri ne? Olaylar nedensiz değildir ve her şeyin bir nedeni vardır. Bu nedenleri iyi incelemek, sağlıklı yorumlara varmak gerekir. O cehennemi günler bir anda nasıl bıçak gibi kesildi? Nedeni salt sıkıyönetim mi acaba? Yoksa birileri elde etmek istediklerini elde ettiğinden mi? Anarşizmden, kaostan ekmek yiyenler kimler? 12 Eylül’ün yargılanmasını da bir oyun olarak gördüğümü belirtmeliyim. Şahısların burada önemi yok, önemli olan halkımın yaşama düzeyi, paylaşım düzeyi? Sayın Nacı Akay, bugün 12 Eylül’ü ve başındakileri yargılamak isteyenlere bir bakalım lütfen, aynı parantezin içine alabilir misiniz o insanları? Ama aynı şeyi istiyorlar, neden? Biraz düşünelim.. 12 Eylül’ü oluşturan nedenleri değil de şahısları yargılamak isteyen AKPlilere, CHPlilere, MHPlilere, Solculara, Dincilere eylemleri hayırlı olsun. Ama hâlâ merak ediyorum 12 Eylül neden yapıldı?
Cağaloğlu, 18 Nisan 2012. |