ads
DOLAR 36.23 ₺
EURO 38.10 ₺
STERLIN 45.67 ₺
G.ALTIN 3,374.62 ₺
Ç.ALTIN 5,619.13 ₺
BİLEZİK 3,134.34 ₺
BTC 97,648.67 $
ETH 2,701.67 $
BİST 9,877.59

SİYASET ÜZERİNE DÜŞÜLEN KISA NOTLAR

Yayınlama: 29 Mart 2012 Perşembe 20:36 Kaynak: Haber Merkezi Editör:

SİYASET ÜZERİNE DÜŞÜLEN KISA NOTLAR


Sözlükler, ‘yurt, devlet işlerini düzenlemek, yürütmek için tutulan ölçülü yol/yurt ve devlet  işleriyle ilgili anlayış, görüş, tutulacak yol ve yöntem/herhangi bir işte tutulan yol, uygulanan ilke, yöntem’ diye tanımlar siyaseti. Siyasetçi de bu işlerle ilgilenen kişidir. Siyasetçinin cinsiyeti olmaz ama fikrinin olması şarttır. Fikirsiz bir siyasetçi olsa olsa kul olur, uşak olur. Yani siyasetçi yurt ve devlet işlerinde hem fikir sahibi olmalıdır, hem de diğer fikirlere saygılı olarak onları çürütecek bilgi birikimine sahip olmalıdır. ‘Benim dediğim, düşündüğüm doğrudur’ kalıbı içerisinde hareket ederlerse, başkalarının söylediklerine kulak vermezlerse, çapı gittikçe küçülen bir çemberin içinde dolanıp durmak zorundadır. Çünkü yurt, devlet işlerini yönetmek küçük bir bakkalı çalıştırmaya, yönetmeye benzemez. Bu çok büyük ilişkiler yumağı, karşılıklı fikirlerin tartışılmasını gerektirir. Hem dünya politikası içerisinde yer alacak, söyleyecek sözü olan olacaksın hem de bu dengeler içerisinde ülkenin sosyal ve toplumsal sorunlarını çözüp, ileriye taşıyacaksın. Kısaca iyi bir örgütlenme getirir bu eylemlilik.
Ama ne acıdır ki, hem ülkemizde, hem de dünyada siyaseti ‘dediğim dedik, çaldığım düdük’ anlayışıyla yönetmek bir yol olmuştur. Bu nedenle de, ‘demokrasi, demokrasi’ dedikleri, herkesin kafasında ayrı şekillenen bir ucubeye dönüşmüştür. Hem ülkemiz, hem de dünya için, sözünü ettiğim bu daralan kafa gittikçe tehlikeli olmaktadır.
Örneğin ilçemizden hareket ederek, bu konuda sonuçlar çıkarmaya çalışırsak: AKP ilçe başkanı görevden alınıyor. Seçilmiş bir insanın görevden alınması, ‘seçilmişleri atanmışlara ezdirmem’ diyen bir mantığa ters değil mi? Ayrıca parti tüzüğüne aykırı bir eylemi varsa, bu eylem o partinin seçenlerine açıklanmalıdır. Ve daha da ileri giderek söyleyeyim, bu hareket nedensizse, diğer partilerin yetkili organları bile bu karara tepki göstermelidir. Şöyle bir eylem düşünün, CHP, MHP, DP ve diğerleri ortak bir bildiriyle (görevden alma haksızsa) bu seçilmişe karşı yapılan haksızlığı protesto etsin. Siyasette neler değişir? Bunu düşünce olarak yazıyorum. Benim görevden alınan ilçe eski başkanı Mehmet Tuncel ile iki kez karşılaşmam ve selamlaşmam var. Oturup konuşmuşluğum bile yok. Ama biz siyaseti hep bize aktarılan kalıpları içinde algıladığımızdan buralara gelmemiz uzun zaman alacaktır.
CHP’nin ilçe başkanlığı seçimi de aynı siyasi mantığın hakim olduğu ortamda geçti. İnsanlar elbet birbirini eleştirecek, geliştirecektir. Bundan doğru bir şey de olamaz. Ama bu eylemi yaşamın her alanında, her zaman yapmalıdırlar ki anlamlı ve yararlı olsun. Kendi örgütün içerisinde eksik ve noksanlarını tartışmaz ve doğru önerileri akıl torbana doldurmazsan varacağınız noktada zorunlu olarak kırıcılaşırsınız. Üstelik aynı örgütte uyumsuzluk, doğru bir şekilde  çözülemiyorsa, orada da kuvvetler dengesine bağlı olarak görevden almalar yaşanabilir, yaşanmıştır. Şöyle bir şey söylesek, ülkemiz siyasetinde, hiç de şaşırtıcı olmaz. ‘Benim çevrem, ilişkilerim falancadan daha iyi, öyleyse ben diğerini görev dışına itebilir, onu harcayabilirim, aynı örgütte de olsak’. Ha, burada da belirtmeliyim ki, CHP’nin üyesi değilim ve tüm bunları salt bu ülkenin düşünmeye çalışan bir vatandaşı olarak yazıyorum.
Bir türküde derki, ‘asker ağam gelse yarelerim eyi olur’, bu askerdeki ağabeyine olan özlemi ve onun terhisiyle sıkıntılarının giderileceğini anlatır hüzünle. Ben de, bilimin başatlaştığı, bilincin yükseldiği ve ortak ülke, dünya sevdasının çıkarsız savunulduğu günler geldiğinde yarelerimin iyileşeceğini düşünüyorum.
++
Kısaca son günlerin Gazi/Şehit sorununa değinerek yazımızı bitirelim. Biliyorsunuz Arapça kökenli bir sözcük Gazi ve’ savaşan ve savaştan sağ ve yengi kazanmış olarak dönen kimseye’ denir. En geniş tanımıyla ülkemizde, Kurtuluş Savaşı Gazisi ve Kıbrıs Savaşı Gazisi olabilir. Kore Savaşı Gaziliği bile sorgulanabilinir. Bunu hukukçulara, ulemaya sormak gerekir. Benim kafamda bu konuda soru işaretleri var. Şehit ise, yine Arapça kökenli bir sözcük olup,’kutsal bir ülkü ve inanç, özellikle yurt için savaşırken ölen kimse’ anlamındadır. Ki kimi sözlüklerde ‘din uğrunda harbeden’ olarak da tanımlanır.Yine kimi sözlüklerde şehid, Allah(c.c.) yolunda canını feda ederek ölen’ olarak tanımlanır. Önce bu tanımlamalarda netleşelim. Yoksa yoruma açık konular her zaman insan egosunun/çıkarının kullanım alanına girer. Dikkat edelim: devrim şehitleri var, ülkücü şehitler var, trafik kazası şehitleri var, kaçakçı şehitleri, El-Kaide, Hizbullah, Müslüman Kardeşler şehitleri var, ki şehitleri böyle olunca gazileri de olacaktır elbet. Bir de komik yan, ikiörgüt birbirine giriyor ikisinin de yitikleri şehit olarak adlandırılıyor.
Ayrıca para için şehitlik, gazilik olmaz ama sosyal devlet onları insanca yaşamaları için destekler, desteklemelidir de. Yoksa kimilerinin önergelerindeki gibi, gerçek gaziler 400 lira şeref aylığı alırken, altı bölümlük bir sıralama yapılarak, neye dayandığı belirsiz 3000-6000 lira arasında aylık önerilmez. Biz, ülkemizde, Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi ’ Yurtta Barış, Dünyada Barış’ ı düşünerek, gazimiz, şehidimiz olmasın diye çalışırken, bu son uygulamalarla gazileri, şehitleri artırmış olmayalım sonra.
Ulan para! Sen neler yaptırıyorsun insana?

Saray, 29 Mart 2012.

İlk Yorumu Sen Yaz
code
google-site-verification=uSnnSC5jUTWittUtiCokfxv6706ikL65px5KxiN1Mg4