ads
DOLAR 36.24 ₺
EURO 38.02 ₺
STERLIN 45.60 ₺
G.ALTIN 3,360.84 ₺
Ç.ALTIN 5,619.13 ₺
BİLEZİK 3,134.34 ₺
BTC 97,628.73 $
ETH 2,701.12 $
BİST 9,877.59

ÇIKARLARI OLDUĞU MÜDDETÇE DOSTSUNDUR

Yayınlama: 22 Mart 2012 Perşembe 21:10 Kaynak: Haber Merkezi Editör:

ÇIKARLARI OLDUĞU MÜDDETÇE DOSTSUNDUR

İlk tanıştığımızda böyle demişti kendi kentinin insanları için. Beni uyardığı için, içten içe sevinmiştim. Ama sonradan kendini anlattığını öğrendim. Şaşırmadım.
İnsanlar bir arada yaşadıkları için birbirleriyle zorunlu ilişkilidirler. Bu ilişkileri toplumsal yapının zorunluluğudur. Çünkü tek başına bir yaşamın olanağı yoktur. Böyle olunca, herkesin kendi yaşamı adına, birbiriyle ilişkili olması doğallaşır. Ama bireyciliğin körüklendiği günümüzde, bu zorunlu birliktelik, çıkarsal birlikteliğe ve etik değerlerin de yok olmasına yol açmaktadır. Yani kendi çıkarlarını öne alarak başkalarını kullanmak. Bu ahlaksız davranış, süreç içinde çok önemsediğimiz birçok güzel değeri de çürütmektedir. Soyguncu soygunculuğundan, hırsız hırsızlığından, yalancı da yalancılığından utanmamakta ve cebinde para arttıkça yaptığına haklılık kazandırmanın rüşvetine bile soyunmaktadır. Davranışların etkin olmadığı yerde de dedikodusal tepkiler havaya savrulup gitmektedir.
Bir ayaküstünde onlarca yalan sıralayan, gününü gün eden ve her karşılaşmada parasızlıktan ağlayan bir kimliğin topluma ne yararı olur? Bu tür insanlar, kendini nasıl tanıtırsa tanıtsın, bencildir, toplumu salt çıkarı için kullanma gayreti içindedir. Yazdıkları, söyledikleri her ortamın lafları olmaktan öteye gidemez. İnanmamanın yetmeyeceği, bu tür insanları ortamlara sokmamak gerektiği ve de uzaklaştırmanın yollarını bulmalıyız. Küçük zekaların böylesine toplum zararlısı kimlikleri açığa çıkarılmalı ve de kamuya aktarılmalıdır.
Bir arada yaşamanın erdemi çocukluktan öğretilerek, paylaşmanın, çok önemli bir davranış olduğu içselleştirilmelidir. Böyle yetiştirmediğimiz sürece, toplumun çürüyen yanı diğer yanlarını da çürütecektir. Eskiden sözün, söz vermenin çok büyük önemi vardı. Şimdilerdeyse böyle bir gerçeklikten söz etmek gülünç geliyor insanlara ve daha da beteri bu davranışı gösterenlere ‘aptal’ gözüyle bakılıyor. Bu gidiş, bir ‘talan dünyası’ yaratmaya doğrudur. Bu dünyanın felaket kimliği ise herkes tarafından bilinmekte ve her gün yaşanmaktadır. Herkesin birbirinin sözüne kuşkuyla baktığı, doğruları yalan kabul ettiği böyle bir kabus ortamı geleceğimizi karartmaz da ne yapar?
Dedikodular ve yalanlarla büyütülen kimlikler ancak kendi aralarında barışıktırlar. Çünkü birbirlerinin dedikoducu ve yalancı olduklarını bilirler.Hırsızların,dolandırıcıların birbirlerini bildikleri gibi.Bunları bulundukları alanlara hapsederek toplum dışına itmek, insanlığın geleceği için çok çok önemlidir.
Evet, ilk tanıştığımızda, kendi insanları için ‘çıkarları olduğu müddetçe dostturlar’ diyen adamın da çıkarcı olduğunu öğrendikten sonra bu yazıyı yazmak zorunda kaldım. Tam yazıyı bitiriyordum ki İstanbul’dan değerli hukukçu ağabeyim, şair Müşir Kaya Canpolat aradı. Biraz söyleştik, edebiyattan, sanattan konuştuk. Yunus’un ‘çiğdim, piştim elhamdülillah’ ve Geoethe’nin ‘İnsan, paranın sahtesini yapar; para da insanın sahtesini’ sözlerini anımsadık konuşmalarımızın arasında.
Evet, güzel bir dünyanın güzel insanlarını özleyerek…

Saray, 22 Mart 2012.

İlk Yorumu Sen Yaz
code
google-site-verification=uSnnSC5jUTWittUtiCokfxv6706ikL65px5KxiN1Mg4