Türk halkının dikkati, Fransız Senatosu’ndaki Sözde Ermeni Soykırımı oylamasına kilitlenmişken, benim dikkatim çevremdeki olup bitenlerde.
İşte, size birkaç örnek.
Bu hafta, yakın çevremizi yani ilçemizi gözlemledim. İlçemiz, yeni yapılanma ve nüfus artışı yönünden, gün geçtikçe ilgi çekiyor. İlçe merkezinde çarşıya yakın arsalarla, eski binaların yerini modern apartmanlar alırken, Saray yatırımcılar için de iyi bir bölge olma yolunda.
Ne var ki, müteahhitliğe soyunanların çoğu, inşaat alanında beklenen başarıyı gösteremiyor.Kimi müteahhitler inşaatın hakkını verip, sağlam yapılar üretirken, kimileri ise malzemeden esirgeyip, çürük ve kötü inşaatlar yapıyorlar.
Bu konuda, benim de şahsi şikayetim var. Başka bir yazımda, müteahhitliğe soyunup da, “katakulli” ile para kazanmaya çalışan, başka bir söylemle iyi niyetli vatandaşları aldatan o kişileri, bu sütunlarda tanıtmaya çalışacağım.
Çünkü, aldığı paranın karşılığını vermeyen bu müteahhitlerin sayısı, birden fazla. Şikayeti olanlardan bilgi toplamaya ve onların sıkıntılarına ortak olmaya hazırım.
Bu hafta, konu başlığına “Saray’dan Esintiler” derken, geçen hafta içinde çevremizde neler olup bitmiş, şimdi kısaca bir bakalım.
AK Parti, Saray’da “Toz-Duman!”
İktidar Partisi, geçen hafta Saray’da olağan İlçe Kongresini yaptı. Kongre, Genel Merkez için de önemli olmalı ki, AKP nin Tekirdağ’dan seçilen iki Milletvekili de, kongre için Saray’a geldiler.
Geldiler, ama mevcut İlçe Başkanı Mehmet Tuncel’in tekrar aday olduğunu öğrenince, ilçede bekleyip kongreye katılmadılar.
Belli ki, Tuncel’in yeniden İlçe Başkanı seçilmesini istemiyorlardı. Milletvekillerinin bu olumsuz tavırları sürerken, Genel Merkezden gelen bir telgraf, kongrenin ileri bir tarihe ertelenmesini emrediyordu.
Divan Başkanı, Genel Merkezin emrini oyladı. Delegeler, kongreye devam kararı alınca, kongre yapıldı.
244 delegeden 243’ünün oyunu alan Mehmet Tuncel, yeniden Başkanlığa seçildi.
Bütün baskılara rağmen, gösterdiği bu başarıdan ötürü Mehmet Tuncel’i kutluyorum.
Ancak, Genel Merkezle “kontr” duruma düşen İlçe Başkanı’nın, seçimle geldiği bu görevden, Genel Merkezin darbesiyle gidebileceğini unutmamasını öneriyorum.
Ali Özen, Yine Başkan !
İlçemizdeki Esnaf ve Sanatkarlar Kefalet Kooperatifi de, geçen hafta mutat kongresini yaptı. Katılımın yoğun olduğu kongrede, delegeler mevcut yönetimden memnun olduklarını dile getirdiler.
Yapılan oylamada, Ali Özen ve ekibi, büyük bir çoğunluk oyu ile aynı göreve yeniden seçildiler. Bu, bir güven tazelemeydi.
Değerli hemşerimiz Ali Özen’in, bu görevdeki gayretlerini, ben de ilgi ve takdirle takip ediyorum. O, Kooperatif üyelerine, görev ve yetki alanına giren bütün konularda büyük ilgi gösteriyor ve destek sağlıyor.
Dik duruşu, nezaketi ve samimi tavırlarıyla sempati toplayan değerli hemşerimizi kutluyor, bu başarısının artarak sürmesini diliyorum.
Spor Salonu’muz, Artık Tamamlanıyor!
20 yıldan beri tamamlanmayı bekleyen, Güngörmez yolundaki o Salon değil tabii. Ali Naki Erenyol Lisesi’nin bahçesindeki Salondan bahsediyorum.
Gelen haber doğru ise, iktidar partisinin Tekirdağ Milletvekili Ziyaeddin Akbulut, görevinin bu son döneminde bu salon için gayret gösterip, 550 bin lira ödenek çıkartmış.
%70’i tamamlanmış olan Kapalı Spor Salonu, bu parayla inşallah bitirilip, hizmete girebilecektir. Salon, sadece okula değil, tüm Saray’a hizmet verecek.
Milletvekili Akbulut, iktidar partisinden seçilmesine rağmen, ilimiz için pek yararlı olamadı. Hemşerilerine ya da seçmenlerine sırtını çeviren ve hiç de sıcak tavırlar sergileyemeyen bu vekilimiz, bu görevden ayrıldıktan sonra kendisini “mizan”a çekerse, karne notunun ne kadar zayıf olduğunu görecektir.
Biz, yine de bu salonunun tamamlanması için gösterdiği ilgi için, ona çok teşekkür ediyoruz.
Safaalan Köyüne, Çocuk Parkı
Kaymakamın Başkanlığındaki Köylere Hizmet Götürme Birliği, İlçemizin Safaalan Köyü’ne 15 bin lira harcayarak bir “Çocuk Parkı” yaptırmış.
Köylü pek memnun, çocuklar çok sevinçli.
Kaymakamımızı kutluyorum. İlçemiz, göze batan bu tür hizmet ve yatırımlara hasret. Başka hizmetlerle beraber, öteki köylerin de bu tür kalıcı eserlere ihtiyacı var.
Bu parkın yapıldığını öğrenince, doğduğum Küçükyoncalı Köyü’ne, hem de parasını cebimden vererek yaptırdığım Çocuk Parkı aklıma geldi.
Hani, daha önce yazdığım gibi. Geçen yıl, köyün en uygun yerine yapıldığı halde, Muhtarın yerini beğenmeyip söktürdüğü, Kaymakamın da talebime rağmen, sökülmesine seyirci kaldığı o park.
Baz İstasyonu, Pazarcık Mahallesi’ne
Hayırlı Olsun (!)
Baz İstasyonu’ndan hayır gelir mi? Tabii ki gelmez. Hastalık gelir, daha doğrusu “Kanser” gelir. Ama, dil alışkanlığı işte.
Geçtiğimiz günlerde o meşhur Baz İstasyonları’ndan 4 ncüsü, ilçemiz merkezindeki Pazarcık Mahallesi’ne kurulmuş.
İlçenin yöneticileri ilgisiz, halk tepkisiz. Başbakan, son günlerde bu gibiler için “Fransız” diyor.
Baz İstasyonları’nın meskun mahallere kurulumunu yasaklayan Yargıtay’ca onanmış mahkeme kararlarına rağmen, GSM Şirketleri bu istasyonları kuruyor. Biz de, sadece bakıyoruz.
Bu konuda, benden şimdilik bu kadar. Başka yorum yok !
Yazık Oldu Öğretmen Lokali’ne !
6 yıldan beri iskelet halinde tamamlanmayı bekleyen Saray Öğretmenevi’nin acıklı durumu ortadayken, şimdi de Öğretmen Lokali’ni kapatmışlar.
Biliyorsunuz, geçtiğimiz yaz başında, öğretmenlerin Vize Caddesi üzerindeki Çay Bahçesi’ni de kapatmışlardı.
Lokalin kirasını Çay Bahçesi ödediği için, o kapanınca kirası ödenemeyen lokal de, o sebeple kapatılmış. Öğretmenlerimiz, artık sokakta.
Vah ! Vah ! Vah ! ki, Vah !!!
Eğer, benim görev alanımda olsaydı, öğretmenine bir lokal hizmeti dahi veremeyen İlçe Milli Eğitim Müdürü’nü, o görevinden derhal uzaklaştırırdım.
Bu beceriksizliğe ilgisiz kalan yardımcıları bile, artık o görevlerde kalamazlardı.
“Ruşeymli Ekmek” Hiç Yediniz mi?
İngilizce’de “wheat germ” olarak söylenen “ruşeym”, dilimize sonradan girmiş. Buğdayın tepesindeki “embriyosu” olarak tanımlanıyor.
Bir ton buğday öğütüldüğünde, sadece bir kilo “ruşeym” elde edilebiliyor.
Ekmek yapılırken, hamurun içine belli bir oranda katılıyor. Tamamen E vitamini içeriyor. Ve, sağlık yönünden faydaları saymakla bitmiyor.
Ruşeym’li ekmeği sadece, ilçemiz merkezinde Yüksek Okulun yanındaki Bilecen Ekmek Fırını üretiyor. Tanıtım için üretip sattığı için, fiyatı diğer ekmekle aynı. Yakından gördüm, unu özel çuvallarda satılıyor.
Aynı fırında üretilen “Sarı Un Ekmeği”nin de ayrı bir lezzeti var. Fiyat farkı ise, yok. Ekmekte sağlık ve lezzet arayanlara, her ikisini de tavsiye ediyorum.
Bu girişimlerinden ötürü, Bilecen Kardeşleri kutluyorum. Üretimin, fiyat artışı yapılmadan sürmesini diliyorum.