Hatırlanacağı üzere yakın geçmişte, Haiti’de de bir deprem felaketi yaşanmış ve çok sayıda Haiti’li hayatını kaybettiği gibi, kalanlar da evlerini barklarını kaybetmişlerdi.
DÜNYADAKİ, ŞU AYRICALIĞA BAKIN
Dini ve milliyeti ne olursa olsun, insanlık felakete uğrayanlara karşı yardımını katiyen esirgemiyordu. İnsan olmanın en önemli özelliği de, zaten buydu.
Felaketin hemen ardından, dünyanın her tarafından Haiti’ye yardımlar yağmaya başladı. Yardımların eşit dağıtılmadığına dair çıkan çeşitli dedi-kodulara rağmen, yardımların ardı arkası hiç kesilmedi. Yapılan açıklamaya göre, Haiti’ye tam 3 milyar dolarlık yardım ulaştırılmıştı.
Pakistan’a gelince, hiç de böyle olmadı. Felaket, burada daha da büyük olduğu halde, gelen toplam yardım 400 milyon dolar civarındaydı. Bunun yarısına yakını da Türkiye tarafından, hatta bizzat Başbakan tarafından Pakistan’a götürülmüştü.
Bu tür felaketlerde din ayırımı yapılmaması her yerde geçerli olmasına rağmen, Müslüman bir ülkeye sıra gelince, bu ayırım pek ala yapılabiliyordu.
ZENGİN ARAP DÜNYASI NEREDE ?
Hemen hepsi Müslüman olan zengin Arap dünyası ve bu dünyanın kralları, emirleri, sultanları, dindaşları olan Pakistan’ın felaketine adeta seyirci kalmışlardı. Göstermelik bazı küçük yardımların dışında, Arap aleminden beklenen yardım gelmemişti.
Esasen Arap alemi, kendi dindaşı olan ve İsrail’e karşı yurt savunması veren, daha doğrusu yurt edinmeye çalışan Filistinlilere karşı da aynı duyarsızlığı göstermiş ve göstermeye devam ediyor. Mesela İsrail, Filistin’in dış dünya ile bütün sınır kapılarını kapatıp, onu bulundukları yere hapsederken, tek çıkış kapısı olan Müslüman Mısır bile, kendi sınırındaki bu tek kapıyı kapatmıştı.
Batının, Müslümanlara neden hor gözle baktığı ve küçümsediği, Müslüman Arap aleminin bu tavrından, her halde kolayca anlaşılıyor.
PAKİSTAN HALKININ KARŞISINDA, TÜRK HALKININ DEĞERİ
Bu tür felaketlerle, bizim halkımız da zaman zaman karşılaşabiliyor. Türk milleti, büyük bir yardımlaşma duygusu içinde, felaketzedelerin yaralarını sarmak için hükümetlerden daha önce davranıyor.
Bugün, yurdumuzda açlık sınırında yaşayan öyle insanlar var ki, onlar her gün bir yoksulluk depremi yaşıyorlar. Evlerini sular basıyor, bu defa sel felaketi yaşıyorlar. İsteriz ki, vatandaşlar ve Kızılay gibi yardım kurumlarının dışında hükümet de, tıpkı Pakistan halkına yaptığı gibi, bu insanlara da sahip çıksın.
Bir felaket karşısında ilgili Valilikler emrine, hiçbir işe yaramayan 300-500 bin lira göndermek yerine, o insanları bu felaketlerden sürekli koruyabilecek tedbirleri alsın ve yardımlar yapsın.
Memuruna ve emeklisine, üstelik ikiye bölerek verdiği toplam % 8 lik zamla onları yoksulluğa ve açlığa mahkum eden bu hükümet, önce kendi vatandaşına sahip çıksın.
Ama, 7 ay sonra seçim olduğu için, göreceksiniz şimdi ne “göz boyamalar” yaşanacak. Kömür dağıtımları başladı bile. Erzak torbaları ise, yolda.
Vatandaşlarımızı, buradan ısrarla uyarıyorum. Size verilenlerin hepsini bu kış sakın yemeyin ve yakmayın. Birazını gelecek kışa saklayın. Çünkü, gelecek kışa bunların hiç birini vermeyecekler.