Hükümetin, 4 yıl önce Suudi Arabistan Kralı’ndan 15 milyar dolar aldığı, hem de yandaşları tarafından söyleniyor. Hükümettense, henüz resmi bir açıklama yok. Para, neden verildi ve nereye harcandı? Onu da, bilen yok.
Geçen haftanın sonunda Türkiye’nin gündemine önemli bir iddia düştü. İddiada bulunan kişi, iktidara yakınlığıyla bilinen Yeni Şafak Gazetesi’nin bir yazarı.
Bu kişi çıktığı bir televizyon programında, “Suudi Arabistan Kralı Abdullah, 2006 yılında Türkiye’ye yaptığı ve 15 uçakla geldiği ziyaretinde, bu uçaklarla tam 15 milyar dolar getirdi. Bu para, Türk hükümetine verilmeseydi, büyük bir ekonomik kriz çıkacaktı.”
Açıklama, son derece ciddi ve son derece önemliydi. O yıllarda, IMF den bir-kaç milyar dolar alabilmek için takla üstüne takla atan TC hükümetine, Suudi Arabistan bu kadar büyük parayı neden ve neyin karşılığı olarak vermişti?
Akıla gelen ilk soru, buydu.
MİLLETİN, NEDEN HABERİ YOK ?
Hükümetin aldığı bir-iki milyar dolarlık dış borçlar bile günü gününe açıklandığı ve aradan dört koca yıl geçtiği halde, alınan bu para neden açıklanmamıştı?
Tekrar etmek gerekirse, Suudi Arabistan bu parayı neden vermişti? Para, borç olarak mı alınmıştı? Alındıysa, borçlanma ve geri ödeme şartları nelerdi? Yoksa, Suudi Arabistan AKP yi çok sevdiği için, bu parayı hibe mi etmişti?
HEDİYELER DE AÇIKLANMADI
Suudi Arabistan Kralı, o tarihten yaklaşık bir buçuk yıl sonra, yani Kasım 2007 de de Türkiye’ye bir ziyaret yapmış ve bu ziyarette, hem Başbakan, hem de Cumhurbaşkanı Kralın ayağına giderek, kaldığı otelde onu ziyaret etmişlerdi.
Bu iki ziyarette Kral, hem Başbakanın, hem de Cumhurbaşkanının eşlerine milyon dolarlık hediyeler vermiş, ancak bu hediyelerin cinsi, tutarı ve miktarı da açıklanmamıştı.
AÇIKLAMALAR, TUTARSIZ VE İNANDIRICI DEĞİL
Hediyeler, “sır” olma durumunu hala korurken, 15 milyar dolarla ilgili olarak önce Maliye Bakanı bir açıklama yaptı. Olayı inkar etmedi, sadece “Hesaplara bir bakalım.” dedi.
Merkez Bankası Başkanı ise, “Bu kadar para, uçakla gelmez. Saymaya kalkarsak, bu parayı saymak altı ayı geçer.” gibi, pek bir anlam ifade etmeyen laflar etti.
Bütün bu gelişmeler gösteriyor ki, böyle bir para alınmış. Ancak, ne maksatla ve hangi şartlarla alındığı açıklanmıyor. Paranın nereye harcandığı bilinmiyor. Para borç ise, ne zaman ve nasıl ödeneceği de meçhul.
4 yıldan beri milletten gizlenen bu alış-veriş, son derece tehlikeli ve şaibeli bir alış veriş. Ana Muhalefet Partisi lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Olayın peşini bırakmayacağız.” diyor. Milletin düşüncesi de aynı.
Bu yazının kaleme alındığı sırada, durum aynen böyleydi. Yolsuz bir durum varsa, bakalım sonu ne olacak?
“HAMAS” dan, Erdoğan’a Red !
Filistin’de, Gazze’nin yönetimini elinde bulunduran “HAMAS” örgütü, İsrail’i tanımıyor ve kaba kuvvetle ortadan kaldıracağını söylüyor. Bütün dünya, bu kuruluşu “terör örgütü” kabul ediyor. Tıpkı PKK gibi.
Başbakan Erdoğan ise, örgüte arka çıkıyor. Nitekim, Gazze’ye son gönderilen ve İsrail tarafından el konulan yardım gemileri de, Erdoğan’ın isteği ile gitmişti. Gitti, ama ulaşamadan İsrail tarafından alı kondular ve 9 Türk de, bu uğurda pisi pisine can verdi.
Halkı Arap olan Mısır ise, yardım almaması için Gazze ile olan sınır kapısını kapattı.
“HAMAS”DAN ERDOĞAN’A RED !
Hamas, Filistin’deki ikinci parti olan El-Fetih ile de çatışma halindeydi. İşte Tayyip Erdoğan, Hamas’a haber göndererek, El-Fetih’le aralarındaki anlaşmazlığın çözümünde aracı olmak istedi.
Hamas’dan cevap gecikmedi. Ve, verilen cevap herkesde “şok” yarattı. ”Biz, sizin değil, Mısır’ın arabuluculuğunu kabul ediyoruz.”
Arabistan’dan aldığı ödül ve bazı Arap ülkeleri halkından aldığı alkışlar üzerine Ortadoğu’nun liderliğine soyunan Başbakanımıza verilen cevap yalnız onu değil, bütün Türk halkını düşündürmelidir.
Konumu ne olursa olsun, hiç kimsenin bu milletin onuru ve gururu ile oynamaya hakkı yoktur.