20 Şubat Cumartesi günü Tekel işçilerine destek için yapılacak olan genel eylem için Ankara’ya gidecek olan CHP Saray Gençlik Kollarından vatandaşın kafasında soru işareti yaratan 4C ile ilgili bilinmesi gerekenleri anlatan açıklama yapıldı.
Neden 4C'ye karşıyız? Her şey 146 yıllık Tekel'in sadece on yedi dakika süren bir ihaleyle BAT'a (British American Tobacco) satılmasıyla başladı. Cumhuriyetin en çok önem verdiği, bağımsız ekonominin sembolü olan bir kamu iktisadi teşekkülü daha halkın elinden alındı ve yabancı şirketlere peşkeş çekildi. Evet; şimdilerde direniş sürdüren Tekel işçilerine 4C statüsüne geçmeleri için baskı yapılıyor ve ay sonuna kadar süre veriliyor. Peki, nedir bu 4C ile yapılmak istenen, neden bu işçiler direniyor. Devlet memurları kanununun 4. maddesinde C fıkrasında geçici personel, bir yıldan daha az süreli ve mevsimlik hizmet olduğunda Bakanlar kurulunca karar verilen görevler ve belirtilen ücret adet sınırları içerisinde sözleşme ile çalıştırılan ve İŞÇİ sayılmayan kişilerdir. Geçici personelin 4C statüsünde çalıştığı sürece kıdem tazminatı, ihbar tazminatı gibi haklardan yararlanamıyor. Eksik emeklilik sürelerini tamamlama imkânları yok. Fakat sosyal güvenlik kurumunun sağlık hizmetlerinden yararlanmaya devam ediyorlar. Ve de daha önemlisi devamlı iş garantisine ve sendikaya üye olma hakkına sahip değiller. Bu şekilde çalışanlar sendikasızlığa ve çıkışsızlığa sürükleniyorlar. Tekel işçileri bu duruma uzun zamandır direniyor, haklarının ellerinde alınmasına karşı duruyorlar. Bu haklı direniş yalnız tekel işçisinin değil, onurlu örgütlü yaşamak isteyen herkesin direnişidir. Türkiye’de gitgide tırpanlanan güvenceli çalışma karşısında 4C bir tür kölelik düzenlemesi. Bunun karşısında Tekel işçilerinin talebi, özlük haklarıyla kamu kurumlarına nakledilmek. İşçiler, hepimize örnek olabilecek, kadrolu, güvenceli, insanca bir ücretle çalışma hakkını korumak için mücadele ediyorlar. AKP’nin ayak diremesinin de sebebi, hakkını alan işçilerin peşinden, yıllardır hakkı yenen milyonların yürümesi ihtimalidir. O halde tekel direnişinin kaderi ellerimizdedir! Tüm duyarlı yurttaşlarımızı, okulda, işyerinde, sokakta kısacası tüm yaşam alanlarında, özelde tekel işçilerinin, gerçekte ise emeğin örgütlü mücadelesinin yanında olmaya çağırıyoruz.
