Dönüşlü, uzunca bir sokak. Çarşının ortasında olup, eski Yüksekokul’un yanından geçen Recai Bey Sokak’la kesişiyor. Yıldız Hanım, gelip de sokağı bir görse, “Kaldırın bu sokaktan benim adımı!” diyecektir.
Belediye’nin ayıbını, başka yerde aramaya gerek yok. Değerli okuyucularım; yolunuz düşse de, düşmese de bu sokaktan bir defa geçin de, bu pisliği gözlerinizle görün.
Sokak, ilçe merkezinin tam ortasında, Belediyenin de karşı çaprazında. Şehir içi yollarının yapımına başlanmadan önce, biraz da olsa temiz ve düzgündü. Belediye alt yapıyı yaparken, haklı olarak öteki sokaklar ve yollar gibi, bu sokağı da kazdı ve gerekli çalışmaları yaptı.
Yaptı, ama yaparken sokağın genel yapısını ve görünümünü bozdu. Nasıl oldu? derseniz, onlar için zor olmadı. Çünkü, bozmak yapmaktan daha kolay olduğu için, kolayı seçtiler ve sokağı perişan ettiler.
Önce, kazdıkları yerleri düzgün biçimde kapatmadılar. Yetmedi, Tretuvar denilen sokak kenarlarındaki kimi taşları da kaldırdılar ve bir kısmını kırıp, yerinde bıraktılar. Yani, tretuvarları bozdular. Binaların su borusu bağlantı yollarını kazıp, daha doğrusu bozup, öylece bıraktılar.
Bu işler yapılırken kazılardan oluşan toprak, yağmur suyu ile harmanlanıp balçık çamuru haline gelince, sokak yayalar için geçilemez bir hal aldı. Tretuvarlar da, zaten yürünemiyor.
YA ÇÖP KUTULARI!
Yüksekokul’un tam arkasına düşen kısmına konan 3 Çöp Kutusu (Çöp Konteyneri deniyor), sokağın bir uçundan öteki ucuna kadar bölgenin çöplerine yetmediği için, çöpler dolan kutuların yanına yani sokağa bırakılınca, kedi-köpekler için tam bir “Aşevi” olmuş durumdalar. Daha doğrusu, “Pislik Yuvası”
Bu kutuların, biraz ilerideki binanın duvarının sapada kalan yanına ve fazlaca göze batmayan bir yere konması gerektiği söylense de, Belediye yetkilileri buna itibar etmediği ve önerilen bu değişikliği yapmadığı için, halka adeta zulmetmenin yolunu seçmiş durumda.
Sokağın bu durumu, Saray Belediyesi’ne de duyurulduğu halde, “Yapacağız.” diyen Belediye yetkililerinin,Cumhuriyet’in 100’ncü yılını bekledikleri anlaşılıyor.
O kadar ki, sokağın bu durumundan Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak’ın bile bilgisi var. O da “Yapılsın” diyor, ama ne zaman?
Ve, öyle anlaşılıyor ki iki Belediye, sokağı Ping -Pong Masası gibi görüp, akıbeti üzerinde paslaşıyorlar. Bakalım, top kimin elinde kalacak?
Buradan Belediye’ye küçük bir önerim var. Eğer bir, ”Saray’ın En Pis Sokağı Yarışması” açılırsa, bu sokağın adını baş tarafa yazsınlar.
Yollardan, Geçilemiyor!
Saray’ın şehir içi yollarının durumu da, halkı artık çileden çıkarıyor. Eylül ayı sonunda bitmesi gereken yol , Kasım ayı sonuna sarktığı anlaşılınca, halk son bir beklentiye daha girdi.
Girdi, ama o da olmadı. Büyük ve Küçük iki Belediye, topu birbirine atınca, kış mevsimi de geliverdi.
Yetkililer, havaların tekrar düzelmesini bekliyorlar. Çok beklerler. Kar yağdı bile. Bundan sonra iyi havaların oluşmasını beklemek, hayal kurmaktan öteye geçmez. Çünkü, Aralık ayı da bitmek ve yeni sene girmek üzere. Bundan sonra, kar-kış aman vermeyecektir.
Bendeniz, yeni bir çift bot aldım. Yeterli olmazsa, çizme de alabilirim. Sokaklarda fazlaca dolaşan hemşerilerime tavsiyem, önümüzdeki yaz mevsimine kadar Belediyeden yol yapımı filan beklemesinler.
Bot ve çizme fiyatları artmadan, başlarının çaresine baksınlar.
|