Moved Permanently

      1980 darbesi yeni olmuş, bendenizi de İstanbul Valiliği Genel Sekreteri yapmışlardı. Dönemin Milli Eğitim Bakanı Korg. Hasan Sağlam, İstanbul’da yaptığı bir toplantıda, “Öğretmenlere bir jest yapalım.” dedi.

      Toplantıya katılanlar, “Öğretmenlerin maaşları artırılsın.” dedilerse de, biz işin maddi yanını değil, manevi tarafını düşünerek, “Onlar için bir gün olsun ve o gün Öğretmenler Günü olarak, her yıl kutlansın.” dedik.

      Öyle oldu. Atatürk’ün, harf devriminden sonra  açılan Millet Mektepleri’nin Başöğretmeni sayıldığı “24 Kasım Günü, “Öğretmenler Günü” olarak kabul ve ilan edildi.

      İyi de oldu.  Bu cefakar meslek mensupları, hiç değilse yılda bir gün hatırlanacaklardı.  Geçen 35 seneden beri bu gün, sözüm ona kutlanıyor.

      Kutlanıyor, ama sadece lafla kutlanıyor. Öğretmenlerin maddi ya da manevi hiçbir kazançları yok. Kazançları bir yana, kayıpları çok.

     Kamuda çalışanların 1/3’ünü teşkil eden bu mesleğin mensupları, sayılarının çok olduğu öne sürülerek, maddi yönden hiçbir şekilde tatmin edilmediler.

      Türkiye’nin bütün köylerinde çalışan tek kamu görevlisi konumunda oldukları halde, bu durumları da dikkate alınmadı. Sürekli mağduriyete uğradılar ve kimi hata yapanları genelleştirerek, bu hatalar hep mesleğe yüklendi.

                                           FETÖ’CÜ ÖĞRETMENLER

        15 Temmuz darbe girişiminden sonra, öteki mesleklerde olduğu gibi, Öğretmenlerin içinden de FETÖ’cülerin  çıktığı söylendi.

         Suçu sabit olanlar, açığa alındı ya da tutuklandılar. Normaldir.

         Ne var ki, kurunun yanında yaşların da yanabileceği düşünülmeden, kimi asılsız ihbarlarla masum öğretmenlerin de açığa alındıkları ya da tutuklandıkları, ifade edildi.

     İşte bu yanlıştı. Asyabank’a para yatırdıkları ya da kredi aldıkları için açığa alındıklarını da söyleyenlerin olduğu bu uygulamada, kimi öğretmenler de haksız yere suçlandıklarını söylüyorlardı.

      İddiaları doğru olanların yani, masum yere haklarında işlem yapılanların durumlarının bir daha gözden geçirilip, öteki mesleklerde olduğu gibi öğretmenlerin de bu haksızlıktan kurtarılmaları gerekiyor.

     Bugün kutlanan Öğretmenler Günü’nde hiç değilse bu durum gözetilmeli, mağdurların hakları mutlaka iade edilmelidir.

      Çok önemli olan bir husus daha var ki, öğrencisine yanlış davranışta bulunan öğretmenler bu meslekten uzaklaştırılmalı ancak, her öğretmene potansiyel suçlu gözüyle bakılmamalıdır.

      İşte o zaman, Öğretmenler günü onlara “Kutlu” olabilir.

                Yetti Artık!

     Büyükşehir Belediyesi ile iş birliği halinde Saray’ın yollarını ve alt yapısını yapmakta olan Saray Belediyesi’ne, tepkiler giderek artıyor.

     Kış mevsiminin kapıda olduğu şu günlerde, yollar hala perişan. Aksaklık neden kaynaklanıyorsa, bu aksaklıklar artık giderilmeli ve bu yol işleri artık bitirilmelidir. Halk, “Yetti artık!” demeye başladı.

      Saray halkının çok sabırlı olduğu bir kere daha anlaşılmış olmakla, önümüzdeki yerel hatta genel seçimlerde, bu durumu dikkate alacağı ise, gözden kaçmıyor.

     Eleştirilmeye alışmış olan Belediyelerin, hiçbir tepkiyi dikkate almadığı bilinse de, bir gün akılları başına gelir inşallah.