Ben Göremeyeceğim
Clinton, Yeltsin ve Çiller şeytanın huzuruna çıkarlar. Hepsi şeytana dileklerini söyleyeceklerdir o da onlara ne zaman gerçekleşeceğini söyleyecektir. İlk önce Clinton sorar: - Amerika ne zaman her yönden tam olarak dünyanın hakimi olacak? der. Şeytan da: - 50 yıl sonra... der. Clinton ağlamaya başlar: - Vay ben göremeyeceğim, vay ben göremeyeceğim... Yeltsin sorar: - Rusya ne zaman dünyanın hakimi olacak? Şeytan cevap verir: - 100 yıl sonra. Yeltsin de başlar ağlamaya: - Vay ben göremeyeceğim, vay ben göremeyeceğim... Çiller de sorar: - Türkiye ne zaman dünyanın hakimi olacak? Bu sefer şeytan ağlamaya başlar: - Vay ben göremeyeceğim, vay ben göremeyeceğim!
KLASİK VE KARİZMATİK Çok eskilerde Türkiye'de yaşayan vatandaşımız, uzun seneler yurt dışında kaldıktan sonra bir arkadaşıyla konuşuyormuş. Konu açılınca arkadaşına "Türk siyaseti ve siyasetçileri hakkında" bir soru sormuş: - Eskiden çok karizmatik bir adam vardı. İsmi Ecevit'ti. Ha bir de çok klasik bir politikacı vardı... Demirel. Şimdi ne oldu onlara neler yapıyorlar?
Arkadaşı cevaplamış: - İkisi de duruyor... İkisi de başımızda hala... Yanlız bitakım değişiklikler oldu... Ecevit'in karizmatikliği gitti "tik"i kaldı... Demirel'in ise klasikliği gitti "s...k"i kaldı...
SANA KOYSUNLAR
Fahrettin Kerim Gökay, İstanbul Belediye Başkanlığı zamanında fırınları geziyormuş. Kendisine, ağzı oldukça bozuk bir fırıncı pasta ikram etmiş. Fahrettin Bey, şöyle bir tadına bakmış ve sormuş: - Hımmm! Çok güzelmiş, ne kattın buna? Fırıncı gülümseyerek yanıtlamış: - Sana koydum efendim! Fahrettin Bey, bu söz üzerine pastadan bir lokma daha almış ve devam etmiş: - Ben de bütün fırıncılara söyleyeyim de, bundan sonra onlar da sana koysunlar!... Kaynak: Sihirli hikayeler.com Kalın sağlıcakla.
Doymak da Bir Tatmak da Bir Hoca bağa gidip eşeğine iki küfe üzüm yüklemiş. Gelirken onlarca çocuk Hoca’nın etrafını çevirip üzüm istemiş. Herkese bir salkım vermiş ama küfeler de nerdeyse boşalmış hani. Çocuk hâlden anlar mı: – Cimri adamsın Hoca, demiş her biri, bir salkım az değil mi? – Çocuklar, demiş. Hoca, doymak da bir tatmak da bir.
|