Diktatör bir akşam bara gider. Tezgahtara yaklaşır. Hafif içkili bir adamın yanına çöker. Oradan buradan konuşurlarken sorar: - Böyle hergün içmek için ne kadar kazanıyorsun?
Sarhoş: - Günde 2 bin lira. - Peki kemerleri biraz sıkalım diye ücretleri azaltıp, koşulları ağırlaştırsak, ne kadar kazanırsın?
Sarhoş: - 4 bin lira. - Peki biraz daha sıkarsak kemerleri? - O zaman 5 bin liraya para demem.
Diktatör: - Bu ne biçim iş. Köküne kadar sıkarsak? - O zaman muhakkak 10 bin lira kazanırım! Diktatör iyice şaşırıyor, adamın ne iş yaptığını da çok merak ediyor. - Şeytan mısın, nesin? Ne iş yapıyorsun? - Mezarcıyım!...
KAFAMI DEĞİL
Adamın biri yolda giderken, birden ayağı kayıp düşmüş. Arkasından gelen adam, kalkmasına yardım etmiş. Düşen adam teşekkür ettikten sonra: - Sizin bu iyiliğinize nasıl karşılık verebilirim? demiş. - Vallahi ben şimdiki iktidar partisinin bir üyesiyim. İlk seçimlerde bizim partiye oy verirseniz, ödeşmiş oluruz... Adam ters ters bakmış karşısındakine: - Beyefendi... Beyefendi... demiş. Ben düşünce k...çımı yere vurdum, kafamı değil!...
UÇURUM
Bir partili seçim bölgesi olan şehrin köylerinde secim öncesi geziye çıkar. Yanında da köylerden birinden bir çoban ona kılavuzluk eder. Sarp bir dağın yamacından geçerken çoban partiliyi uyarır: - Aman dikkatli yürüyünüz efendim, zira buradan çok eşekler uçuruma yuvarlandı...
UZAR MI UZAMAZ MI? Nasreddin Hoca bir gün Akşehir pazarında gezerken, ahalinin kılıç satan bir adamın çevresinde toplandığını görmüş. Adam, kılıçları için demediğini bırakmıyormuş: – Ey Müslümanlar, bu elimdeki kılıç düşmana sallayınca 5 arşın uzar. Hoca bakmış, herkes kapış kapış kılıç alıyor. Ertesi gün evdeki maşayı kapıp pazara gelmiş ve bağırmaya başlamış: – Bu elimdeki maşa, düşman karşısında 10 arşın uzar. – İlahi Hoca, demişler, Allah’ın maşası hiç uzar mı? Hoca fırsatı buldu ya şimdi taşı gediğine koymaz mı? – Kılıcın uzadığına inanırsınız da maşanın uzadığına neden inanmazsınız? Bu maşa kadının eline geçsin de görün uzuyor mu, uzamıyor mu?
|