|
||
Makam Aracı Saltanatı! | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
Kelimenin anlamına uygun, tam bir saltanat! Kıytırık makam sahiplerinin altında bile, birer beleş araba varken, çoğunun yedeği de garajda bekliyor. Neden yoksullaştığımızı ve neden adam olamadığımızı, şimdi anladınız mı? Değerli okuyucularım; önce kendimden örnek vereyim. Uzun yıllar devletin tepesinde çalışırken, bendenize de 2 makam aracı tahsis etmişlerdi. Biri 8 silindirli Mercedes, diğeri 4 silindirli yerli üretim Renault markaydı. Mercedes, Renault’un tam 2 katı benzin yakıyordu. Yedek parçaları da, yine onun iki katı pahalı idi. İkisinin de şoförü ayrıydı. Mercedes’in şoförünü çağırıp, “Sen sadece, gelecek yerli ve yabancı konukları taşıyacaksın.” Çünkü, İstanbul’a hemen her gün, resmi nitelikli yerli ve yabancı konuklar geliyordu. Bendenizse, Renault’a binmeye başladım. Arabayı tamamen resmi işlerde kullanıyordum. O dönemde, Kadıköy’de oturuyordum ve bu araçla evime gidip geldiğim de oluyordu. Ancak, bazen vapuru tercih edip, makam aracını kullanmadığım da oluyordu. Bu konu açıldığında, bana “Ahmak” diyenler de oluyordu, ama hiç umursamıyordum. Öteki kurumlarda da aynı titizliğin gösterildiğini ve devletin malının ve parasının daima korunduğunu sanıyordum. Çünkü, o dönemlerde kamu malının korunması anlayışı, bu düzeyde idi. Zamanla, bu anlayışta değişmeler başladı. AKP iktidar olduktan sonra, kamuda ve üst düzeyde görev alanların, devletin imkanlarını babasının malı gibi kullandıkları görüldü. Parti iktidar olduktan kısa bir süre sonra, kamuya yeni araçlar alınmaya başladı. Hem de son model ve en pahalıları garajlara ve üst dereceli Müdüran sınıfının altlarına çekilmeye başlandı. Sayı giderek arttı ve bugünlerde, iyice rekor seviyeye ulaştı. İş, aracı edinmekle kalmıyordu. Bunların şoförleri, şoförlerin de yedekleri bulunuyor. Araçların, ayrıca tamir ve bakım masrafları var. Ya benzin paraları. Sınırsız benzin, daha doğrusu yakıt kullanıyorlar. AİLECE SALTANAT SÜRÜYORLAR Makam araçlarını, sadece makam sahipleri kullanmıyorlar. Aile bireyleri de, özellikle okula giden çocuklar da onları servis aracı gibi kullanıyor ve genellikle çocuklar, okullarına bu araçlarla gönderiliyor. Makam sahipleri tek araçla yetinmeyip bir de yedek, hatta birden fazla yedeğini de bulunduruyorlar. Valilerin, en az 3-4 tane son model ve pahalı makam araçlarına sahip oldukları, bunları resmi işlerin dışında da keyiflerince kullandıkları bildiriliyor. Ordu’dan kalkıp, tatil için Ege Bölgesi’ne makam aracıyla giden dönemin Ordu Valisi’nin yakalandığını, sonradan öğrenmiştik. Onun gibi niceleri var. Kimi Kaymakamlar da, Valilerden hiç de geri kalmıyorlar. Devlette bir koltuk kapan, kendisini yüksek derecede bir görevli sandığı ve saydığı için, makam aracı istiyor ya da kurumun bir hizmet aracını makam aracı gibi, keyfince kullanıyor. Türkiye’de kamudaki makam aracı sayısının hemen her gün değiştiği, Belediyelerde kullanılanlarla birlikte 130 bin civarında makam aracı olduğu bildiriliyor. Dünyanın en gelişmiş ülkelerinden sayılan Japonya’da toplam makam aracı sayısı 10 bini geçmiyor. İngiltere’de 12 bini, Fransa’da 9 bini, Almanya ‘da da 11 bini geçmezken, bizdeki bu saltanatı görüyor musunuz? Bunu, hiç gören ya da bilen yok mudur? Yine yapılan tespitlere göre, Türkiye makam aracı saltanatında dünyada 6’ncı ülke konumundaymış. Diğerlerini sorarsanız, hep geri kalmış ve diktatör denilen zalimler tarafından yönetilen fakir ülkeler. Bu saltanatı takip edenler söylüyor. “Gidin Ankara’ya, Bakanlıkların ve Başbakanlığın garajına girip, hele bir bakın. Girebilirseniz, Cumhurbaşkanlığı’nın garajına girin. Araç saltanatını yerinde görün. Son model ve en pahalı araçları gördüğünüzde şaşıracaksınız ve gözleriniz kamaşacak.” diyorlar. Öteki kamu kurumları da, aynı durumda zaten. Değerli okuyucularım, merhum Aziz Nesin boşuna, “Biz adam olmayız.” dememiş ve yazmamıştı. YENİ VERGİLER VE ZAMLAR Bu kadar pahalı bir saltanatı sürdürmek ve bunun altından kalkabilmek için, bol paraya ihtiyaç var. Türkiye bütçesinde kamu taşıt alımı ve giderleri için ayrılan fonlara da, bir bakınız.Şaşacaksınız. Ortada bir değirmen ve onu döndüren suyun kaynağı kurumasın diye çırpınanlar var. Kaynağın kurumaması içinse, vergileri artırmaktan ve yeni zamlar yapmaktan başka çareleri yok. Halk olarak, önümüzdeki yıl başından sonra, bunlara alışmanın çarelerini aramak gerekiyor. Yoksa, bu makam sahiplerinin saltanatı böyle yürümez. Gerçek olan şu ki, biz merkep olmaya devam edersek, sırtımıza binenler, hep olacaktır. |
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.