ads
DOLAR 36.23 ₺
EURO 38.10 ₺
STERLIN 45.67 ₺
G.ALTIN 3,374.62 ₺
Ç.ALTIN 5,619.13 ₺
BİLEZİK 3,134.34 ₺
BTC 97,648.67 $
ETH 2,701.67 $
BİST 9,877.59

Böyle Hakimden Öyle Adalet!

Yayınlama: 31 Ekim 2016 Pazartesi 21:20 Kaynak: Haber Merkezi Editör:

Böyle Hakimden Öyle Adalet!

Yani adalet değil, tam bir zulüm. 14 yıldan beri iktidarda olan Adalet ve Kalkınma Partisi’nin  adaleti, mahkemelerde ve her yerde işte böyleydi. Şu hakime ve  söylediklerine, bir bakar mısınız?

        Değerli okuyucularım;  Mahkemelerde,  genellikle hakimlerin arkasında “Adalet, mülkün temelidir.” diye bir yazı vardır. Buradaki “mülk” sözcüğünün “devlet” anlamına geldiğini, hemen herkes bilir.

     Bilir de, buna acaba kaç kişi inanır? Haksızlık etmeyelim. Adalet ve Kalkınma Partisi iktidar oluncaya kadar, yargı ve hakimler üzerinde bu denli tartışmalar yaşanmamış ve hakimler bu derece siyasi iktidarın emrinde ve esaretinde görev yapmamışlardı.

    Günlük yaşamında, herhangi bir haksızlığa uğradığına inanan kimse ya da kimseler mahkemeye koşar, derdini hakime anlatır, haklı ise mutlaka hakkını alırdı.

    Çünkü, iddia makamındaki Savcı lehte ya da aleyhte olan iddialarını sıralar, davanın tarafı olan vatandaş ya kendisini savunur ya da bir Avukata savunmasını yaptırırdı. Ama, her halükarda, Hakimin verdiği karar, adil bir karar olur, o karar haklıyı da haksızı da tatmin ederdi.

     Haklarını alanlar genellikle, “Bu memlekette adalet var, hakimler var.” diyerek, kendisini  güven içinde hissederdi.

     Şimdi, öyle mi? Yani, AKP iktidara geldikten sonra “Bu memlekette adalet var. Bu memlekette hakimler var.” diyebiliyor muyuz?

     Memleketin neden ve nasıl bu hale geldiğini bilseniz de, size somut bir örnekle biraz daha bilgi vermeye çalışayım.

                              FETÖ’NÜN HAKİMLERİ İŞBAŞI’NDA!

    Fethullah Gülen Örgütü, ülkenin yönetimini iktidarla birlikte ele geçirdikten sonra, kamunun her kesiminde kadrolaşmaya başlıyor.

   Önce Emniyet’te, sonra Askeriye’de, daha sonra da Mülkiye’de derken, sıra Adliye’ye geliyor. Ve örgüt, adli kararlar  veren organlara, adamlarını bir bir yerleştirmeye başlıyorlar.

    Kuşkunuz olmasın ki, bu yerleştirme meşru yollar izlenerek değil, tamamen “Katakulli”, Yalan/dolan, Sınavlarda soruları aşırma, açıkçası çalma.” biçiminde oluyor. Bu haksız imkanları, kendilerine inandırılan ve biat eden kişilere sağlayıp, onları başka imkanlarla da destekleyip, devletin kadrolarını her kesimde ele geçiriyorlar.

                             BİR HAKİM, BUNU ŞÖYLE ANLATIYOR

      Önemli kararların verildiği bir mahkemede hakim olan, kendisi de önemli kararlar veren Sakarya hakimi Cihangir U, bu  katakulliyi bakın nasıl anlatıyor;  “Öğrenciydim. Örgüt evinde kalıyordum. Örgüt, 2011 yılında bir ay arayla yapılan idari ve adli yargı sınavının sorularını ele geçirmiş. Benim gibi hakim adayı olan Bahadır, beni aradı. Onun yardımıyla, Keçiören’deki bir evde, hakimlik sınavına  hazırlanmaya başladım. 25 Kasım 2011 gecesi saat 4.00 de, Bahadır bana geldi. Sınav sorularını getirdi. Kabul etmedim, ağladım. (Burası yalan) Dindar insanların, bu makamlara geçmesi gerektiğini söyledi ve beni ikna etti. Bu durumun gizli kalması için de, evde bulunan Kur’an-ı Kerim’e el bastırarak, bana yemin ettirdi. Ben de, girdiğim sınavlarda yüksek puan alarak, her iki sınavı da kazandım. Sıra mülakata gelince, şimdiki Ulaştırma Bakanı ile iki AKP’li Milletvekili bana kefil oldular ve hakim oldum.” diyor ve bu Bakan’la, iki AKP’lli Vekilin de adlarını açıklıyor.  İşte, bir hakim böyle olunuyor.

      2012-2016 yılları arasında 4 yıl süreyle hakimlik yapan ve pek çok karara imza atan bu hakimin, tam bir FETÖ’cü olduğu anlaşılıyor.  Suçunu da itiraf ettiği için tutuklanan bu hakim, serbest bırakılması için “İtiraçı” olmak istiyor ve bu söyledikleriyle birlikte, daha pek çok açıklamayı yapıyor.

                                   YA,  ÖTEKİ HAKİMLER?

     Emniyet ve askeriyeden sonra, en çok FETÖ’cünün adliyelerde olduğunun anlaşılması üzerine HSYK, bu hakimlerin verdikleri kararlara şimdilik bakmadan, büyük bir temizlik hareketine başladı.

     Adalet Bakanı, açığa alınarak meslekten çıkarılan ve tutuklanan hakim ve savcıların sayısını sık sık açıklamakla birlikte, takip ve tutuklamalar devam ettiği için, sayı her gün değişebiliyor ve artıyor.   

      Kimi bilgilere göre, ilk etapta 2745 Hakim ve Savcının açığa alındığı, daha sonra açığa alınıp tutuklananlarla birlikte, sayının 3750’ye ulaştığı bildiriliyor.

                                                 İŞİN, İLGİNÇ YANI

    Bu kişiler, tutuklanıncaya kadar duruşmalara çıkıp, adli ve idari davalara bakıyor kararlar verip, sözüm ona adalet dağıtıyorlardı.

    Değerli okuyucularım, bir tarikata ve liderine meyledip, örgütün ve liderinin talimatlarına göre karar veren bu kişilerden, hangi adalet beklenebilir? Bunların verdiği kararların ne kadarı doğru, ne kadarı adil acaba? Siz, zulüm nedir bilir misiniz? İşte, adil olmayan kararlar, zulmün ta kendisidir.

   Zulmedene, “Zalim” dendiğini biliyorsunuz. O halde, başa dönerek tekrar ifade edelim. “Böyle hakimlerin adaleti, işte öyle olur.”

 

 

İlk Yorumu Sen Yaz
code
google-site-verification=uSnnSC5jUTWittUtiCokfxv6706ikL65px5KxiN1Mg4