Moved Permanently

      Değerli okuyucularım; bugün Cuma. Müslümanların kutsal günü. Güne, azıcık da olsa katkıda bulunabilmek ve bu güzel dinin mensubu olmaktan övüncümüzü sizlerle paylaşmak için,  şu bir-kaç satırı bu maksatla kullanalım dedik.

     Tababet’te, “Yarım hekim candan, yarım imam dinden eder.” diye bir deyim var. Buradaki “İmam” sözcüğü, din adamı anlamına geliyor. Biz, şimdi birazcık onun üzerinde duracağız.

    Denetimsiz olan kimi televizyon kanalları başta olmak üzere, İslam Dini adına ahkam kesen, dindarlığı kendinden menkul kimi din adamı gibi geçinenler, ortaya attıkları çeşitli görüşlerle, dine hizmet bir yana halkımızın kafasını karıştırmaktan öteye gitmiyorlar.

     O kadar ki, insanları bu mübarek dine biraz daha yakınlaştırmaktan öte, uzaklaştırmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Hristiyanlarsa, ülkelerinden kopup, dış dünyaya açılarak ve ceplerinden harcama yaparak, insanları Hristiyan olmaya çağırırken, bizdeki kimileri ise dinimizden uzaklaştırmak için, adeta çırpınıyorlar.

     Ortaya attıkları görüşler, yüce kitabımızda ve sahih hadislerin hiç birinde olmadığı halde, varmış gibi ya da onların söyledikleri doğruymuş gibi, insanları aldatıyorlar.

                                             KÜÇÜK BİR ANEKDOT

       İstanbul/Kadıköy Bahariye Caddesi’nin üstünde, Hristiyan/ Ortodokslara ait bir “Metropolitlik” binası var.  Selçuklu kümbetlerini andıran bu bina, mimarisi ve iç dizaynı ile herkesin ilgisini çekiyor.

    Şimdiki Fener Patriği Bartholomehos bu binada “Kadıköy Metropoliti” olarak görev yaparken, bir gün binaya uğradım ve Metropolit’le görüştüm.

   Sohbet sırasında kendisine, “Namaz kılmak, Hz. Musa zamanında da vardı. Siz, neden namaz kılmıyorsunuz?” diye sordum. Bartholomehos, önce tebessüm etti sonra; “Siz Müslümanlar, dini zorlaştırıyorsunuz. Bu arada, namaz kılmayı, hatta abdest almayı bile zorlaştırıyorsunuz. Ben inceledim, abdest vücut azalarını bir defa yıkamakla mümkün olduğu halde, siz en az üç defa yıkamayı şart koşuyorsunuz. Başka zorluklarınız da var. İnsanı dininize yakınlaştırmak yerine, daha da uzaklaştırıyorsunuz.” dedi ve beni iyice şaşırttı.

       Metropolit haklıydı. “Abdest almayı” bir kere daha inceledim. Kur’an-ı Kerim Maide Suresi 6.ayet, Abdesti tarif ediyor ve Metropolit’i haklı çıkarıyordu. Ayet, aynen şöyle ; “Ey iman edenler, Namaza kalkacağınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize kadar ellerinizi, başınızı mesh edip, topuklarınıza kadar ayaklarınızı yıkayın.” diyordu.

      İşte abdest buydu. Öyle, ağzınız-burnunuz dahil, üç kere beş kere yıkayın, demiyordu. Ancak, siz isterseniz üç kere de, beş kere de, hatta on kere de yıkayabilirsiniz. Dine yön vermeye çalışanların çıkardığı bu güçlükler, kimi insanları İslam Dini’nden kaçırıyordu. Bunu da bize, bir Hristiyan din görevlisi hatırlatıyordu.

      Oysa, Bakara Suresi 256. ayette yüce yaradan; “Dinde zorlama yoktur.” diyordu. Bunu herkes anlıyordu da, o dini zorlaştıranlar nedense anlamıyordu.

       Anlatılacak, başak o kadar çok örnek var ki. Burada hangisini anlatalım?

                            DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI NE İŞ YAPAR?

     Değerli okuyucularım; bu soruyu daha önceki kimi yazılarımda da sormuştum. Geçen gün bir dostuma da sordum. O dostum; “Başkanını sorarsanız, zırhlı Mercedes arabaya biner, bir milyonluk araba için 300 bin liralık deyip, yalan söyler. Emrindeki Fetva Kurulu, babasının öz kızına şehvet duyabileceğini ifade eder ve abuk-subuk ne kadar fetva varsa, vermekten çekinmez. Bu durumları, hem de kendi internet sitelerinde açıklamaktan da çekinmezler.” dedi. Daha ötesini sormadım.

    Gelen haberlere bakılırsa İslam Dini, ülkemizde tam 33 adet “Tarikat”ın tekeline girmiş durumda. Her biri, dini en iyi kendilerinin yorumladığını söylüyor.

     FETÖ”cü olarak adlandırılanlar da, dinle uğraşır gibi görünüp, para ve mal topluyor, darbe yapmaya kalkınca da nal topluyor.

      Değerli okuyucularım; bu güzelim dini, önce cahil ve dini zorlaştıran kişilerin elinden kurtarmak gerekiyor. Sonra da, bunu çıkar kapısı yapmak isteyenlerin elinden.