Moved Permanently

Askeri Hastaneler, darbe sebebiyle Sağlık Bakanlığı'na devredildi. Bunlardan biri de, GATA Askeri Hastanesi oldu. Hastaneye başka ad bulamadıkları için(!) yeni adına; ''Abdülhamit Han Eğitim Ve Araştırma Hastanesi'' dendi.

--------------------------------------------------------

    Kimdir bu Abdülhamit Han? 34. Osmanlı Padişahı'dır. Kendisinden sonra, kardeşleri Sultan Reşat ve Sultan Vahdettin Padişahlık yapmış ve  Osmanlı'nın Defteri, böylece kapanmıştır.

      1842 yılında Sultan Abdülmecit'in oğlu olarak dünyaya gelen Abdülhamit, tarihimizde 2. Abdülhamit olarak anılmaktadır.

     Babası öldüğünde, yerine amcası Abdülaziz padişah olmuş, onun şüpheli ölümü üzerine ağabeyi 5. Murat tahta geçtiyse de,  Murat'ın 3 ay süren padişahlığından sonra, işte bu  kişi tahta geçirilmiştir.

    34 yaşında 34. Osmanlı Padişahı olarak tahta çıkan Abdülhamit, son derece korkak bir adamdı. Babasının yaptırdığı Dolmabahçe Sarayı'nda otururken, bu korkusundan dolayı, halen ayakta olan Saray'a yüksek duvarlar yaptırmış, herhangi bir darbeye karşı da, Saray'ı denizden deniz araçlarıyla kuşatmıştır.

   Tıpkı, hükümetin askeri birliklerin önlerine çöp kamyonlarını ve iş makinelerini yığması gibi.

    Kendisi hakkında kötü düşünenlerin darbe yapacaklarını hesap ederek bir jurnal ekibi kurmuş, bütün şüpheli insanları bugünkü FETÖ'cüler gibi toplatmıştır.

    1876 yılında Padişah olmasından 1 yıl sonra 1877 yılında başlayan ve 1878'de sona eren ve de halk arasında '93 harbi' denilen Osmanlı-Rus Harbi, onun ilk mağlubiyeti olmuştur.

    Ruslar, İstanbul Yeşilköy'e kadar gelmişler, burada yapılan Ayestefanos Antlaşması ile Osmanlı mağlup sayılmış, Abdülhamit'in korkaklığı ve pısırıklığı yüzünden,  büyük oranda kayba uğramıştır.

    Neyse ki, daha sonra toplanan Berlin Konferansı'nda haklarımızın önemli bir kısmı geri alınmış ancak, Abdülhamit saltanatı boyunca kaybetmeye devam etmiştir.

    Kimi kayıpların başlangıcı amcası Abdülaziz zamanında olmuşsa da, mesela Sırbistan, Karadağ Romanya Bulgaristan ve Teselya bu kayıpların başında gelmekle beraber Tunus, Mısır ve Kıbrıs, Abdülhamit'in korkaklığı ve pısırıklığı yüzünden kaybedilmiştir.

     Kıbrıs'ı, 1878'de salt para bulmak için İngilizlere kiralayan Abdülhamit, adanın çok önemli bir kısmının 1914 yılında elimizden çıkmasına ve bugünkü karışık durumun meydana gelmesine sebep olmuştur.

         MARANGOZ ABDÜLHAMİT

    Dolmabahçe Sarayı'nda kendisini güvende hissetmeyen bu kişi, daha sonra Yıldız Sarayı'na taşınmış, zamanının önemli bir kısmını orada kurduğu marangozhane'de geçirmiştir.

    16 kadınla evlenen Abdülhamit'in, babası Abdülmecit gibi tam bir kadın düşkünü olduğu bilinir.

   1908 yılında, baskı altında kalarak 2. Meşrutiyeti ilan etmek zorunda kalan Abdülhamit,  gericilere son derece tavizde bulunmuş, adaletsiz tutumu ve despotluğu yüzünden, halkın sevgisini bir türlü kazanamamış, 1909 yılında da 31 Mart Vakası denilen bir gerici isyanıyla, Meclis-i Mebusan  tarafından tahttan indirilmiştir.

   Yerine geçen kardeşi Sultan Reşat'ın yardımıyla da, karılarını ve çocuklarını yanına alan Abdülhamit Selanik'e gitmiş, orada tüccar Alaeddin Efendi'nin köşküne yerleşmiştir.

    1912 yılında Balkan Harbi'nin patlaması üzerine İstanbul'a getirilerek, Beyler Beyi Sarayı'na yerleşmiştir.

    Saray'da kendisine Veli ya da Ermiş muamelesi yapılmış, saf halkın bir kısmı, sırf onu çıktığı pencereden görebilmek için kayıklara binerek, Beylerbeyi Sarayı'nın etrafına doluşmuştur.

    Abdülhamit, 1918 yılının Şubat aynın 10'unda vefat etmiş, görkemli bir törenle dedesi 2. Mahmut'un, Çemberlitaş Divanyolu'ndaki türbesine defnedilmiştir.

    33 yıl saltanat süren Abdülhamit, amcası Abdülaziz ve dedesi 2. Mahmut'la, bu türbede yatmaktadır.

    Tarihçiler onu, makbul ve dirayetli bir padişah olarak görmemekte, Osmanlı'nın pısırık, korkak, çok miktarda toprak kaybına sebep olan, kadına düşkün bir padişahı olarak tanımaktadır.

    İşte böyle bir adamın adı, başka isim yokmuş gibi. şimdi GATA Hastanesi'ne verilmiştir. Sizce doğru mu?