ads
DOLAR 36.24 ₺
EURO 38.02 ₺
STERLIN 45.61 ₺
G.ALTIN 3,352.91 ₺
Ç.ALTIN 5,651.17 ₺
BİLEZİK 3,152.21 ₺
BTC 97,628.73 $
ETH 2,701.12 $
BİST 9,877.59

Gücüme Gidiyor Böyle Yaşamak!

Yayınlama: 11 Ağustos 2016 Perşembe 23:04 Kaynak: Haber Merkezi Editör:

Gücüme Gidiyor Böyle Yaşamak!

Gücüme giden, Ziya Taşkent’in bestelediği Muhayyer şarkıda söylendiği gibi değil. “Peki, ne?” derseniz, anlatayım.

           Dünkü yazımda, Türkiye-Rusya ilişkilerinden söz etmiştim. Onun devamı da var. Önce esip gürlemek, sonra da alttan almak, bir Türk olarak onurumu kırıyor. Herkes iyi bilmeli ki, öfkeyle kalkan, zararla oturuyor.

      Çocukluk günlerimi hatırlıyorum. Zaman zaman ve haksız yere babamın sözlerine itiraz eder, sonradan babamın haklı olduğunu anlayıp, pişmanlığımı belli ederdim. Tabii ki, babamdan hemen özür dilerdim.

     Uluslararası ilişkilerse, benim babamla ilişkilerimize hiç benzemiyor. Bugün, dünya da herkes gücüne göre hareket ediyor, dış politikasını ona göre düzenliyor.

       Türkiye, bölgede ve dünyada güçlü bir ülke, ama bizden daha büyük ve güçlüler de var. Ülkenin çapı ne olursa olsun, izlenecek uyumlu bir dış politika, dünyada hatırlı bir konumda olduğunuzu göstermeye yetiyor.

       Türkiye, bütün gücüne ve önemli stratejik konumuna rağmen, izlediği yanlış dış politikalar yüzünden, böyle hatırlı bir mertebeye erişemiyor.

         Türkiye, dış siyasette başarının, önüne gelene kafa tutmak biçiminde olduğunu sandığı için yanılıyor ve o sebeple zaman zaman ciddiye alınmıyor.

        Uzun lafın kısası, Rusya’nın uçağını düşürdükten ve böylece Rusya’ya meydan okuduktan sonra duyduğumuz pişmanlık, bizi hem maddi hem de manevi zararlara soktu. Uğradığımız güç kaybını ortadan kaldırmak zorlaşınca, özür diler gibi davranıp, Ruslara adeta boyun eğer duruma düştük.

      Devlet Başkanları seviyesinde yapılan son buluşma doğruydu, ama talebin bizden gelmesi onurumuzu incitmiş olmalıdır.

      Bu olay, bu buluşma ile tatlıya bağlandıysa da, Türkiye’nin bundan sonra Rusya’ya vereceği tavizleri düşünmek gerekiyor. İlk anlaşmanın, Derinkuyu Nükleer Santralı’nın Rusların yapımına verilmesi, bunun için Rus firmasına vergi muafiyeti sağlanması, Rus işçi çalıştırma müsaadesi ve daha bir takım tavizler, hep bizim kanancımıza değil, aksine zararımıza olacaktır.

     Korkarım ki, Ruslar bundan sonra da başka tavizler isteyecekler, bunların her birini yerine getirmek zorunda kalacağız.

    Aklıma gelen bir başkası, mesela Boğazlar (Möntrö) Anlaşması’nın yeniden ele alınmasını bile isteyebilirler.

    Atatürk’ün sağlığında (1936) yılında imzalanan bu anlaşmaya göre, Rusların ticaret gemileri boğazlardan serbestçe geçebildiği halde, savaş gemilerinin geçimi iznimize tabi oluyordu. İşte korkum o ki, savaş gemilerinin geçmesi için de, serbestlik isteyebilirler.

   Görüyor musunuz, işin ucu nereye kadar gidiyor? İşte onun içindir ki, “Gücüme gidiyor böyle yaşamak.”

        Sen Neymişsin Be Fethullah Hoca?

     Darbe denemesinin üstünden bir ay’a yakın bir süre geçti. Sesi ve izleri silinecek gibi değil. Gün boyu ve akşamları televizyonları izliyorum. Küçük dilimi yutmadığıma şaşıyorum.

     Öncelikle dikkatimi çeken şu. Şu veya bu şekilde FETÖ denilen bu örgütten yana olanlar, şimdi ateşin sudan kaçtığı gibi kaçıyorlar. Hepsi, amansız birer FETÖ düşmanı gibi görünmeye çalışıyorlar.

      Bunlardan ilk dikkati çekenler,  eski Bakanlardan Bülent Arınç, Hüseyin Çelik, Suat Kılıç, İdris Naim Şahin, Sadullah Ergin ve başkaları da var. Bunlar, zaman zaman Amerika’ya gidip, elini öperek Fetullah Güleni’in dizinin dibine  çökenlerden bazıları.

      Bunu ben değil, Cemaatin 45 yıllık adamlarından ve Baş İmamlarından, itirafçı  Latif Erdoğan söylüyor.

       Bunlardan Hüseyin Çelik, TV yayınına gönderdiği açıklamada, “Ben, hükümet programına göre hareket ettim” diyerek yalan söyleyip, içinde bulunduğu hükümeti de suçlamaya çalışıyor.

     Oysa bu kişi, Cemaatin “Nurcu” kanadından olup, örgütün en önde gelenlerinden biridir. Milli Eğitim Bakanlığı boyunca, hep bu örgüt için çalışmış ve devletin bütün güç ve imkanlarını bu örgüt için kullanmıştır.

      Unutulmasın ki, eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün de tam bir FETÖ’cü olduğu dillendirilmekte, o da şimdi bir FETÖ düşmanı gibi davranmaktadır. Onun da Fehmi Koru ile birlikte cemaat ilişkilerini bilmeyen yok.

        Demem o ki, vaktiyle çocuklarının adını “Fethullah” koyanlar bile bir bir izlenip tutuklanırken, bu kişilerin birer kahraman edası ile dolaştırılması, gücüme gidiyor.

        O meşhur şarkıda ifade edildiği gibi;

Bir gün doğruları anlayacaksın,

Kimin FETÖ’cu olduğunu kavrayacaksın,

Bunlar ülkeden bir bir tüyerken,

O zaman ellerin bomboş kalacak,

Gücüme gidiyor böyle yaşamak.

İlk Yorumu Sen Yaz
code
google-site-verification=uSnnSC5jUTWittUtiCokfxv6706ikL65px5KxiN1Mg4