Dirayet, fazla kullanılmayan bir bayan ismidir. Dirayetli ise, akıllı, yetenekli, güçlü-kudretli ve otoriter demektir. Bana göre, Belediye Başkanı Nazmi Çoban’da, bunların hepsi var. Ama, “yok!” diyorlar.
Bakın anlatayım. Halk, “Dirayetli insanlar sözünde durur. Çünkü, dirayetli oldukları için, vaat ettiklerini yaparlar.” Diyor.
Başkan Çoban’ın, vaat ettiklerini yapmaya çalıştığını biliyor ve görüyorum. Onun kusuru belki de, yaptıklarıyla ve yapmak istedikleriyle, yapılamayanların ve gecikenlerin sebebini, halka tam olarak anlatamamasından kaynaklanıyor. Ben, bundan önceki yazılarımda da, onun çalışmalarını ve dirayetini hep anlatmaya çalışmıştım.
Benim, asıl anlatmak istediğimse, o değil. İki gün önce, yazı yazdığım bu gazeteye Saray Pazarcılar Derneği Başkanı, Sunay İmük geldi.
Değerli okuyucularım hatırlayacaklardır. Pazarcı esnafının, bir kilo yerine etiketlerine küçücük birer “YARIM” sözcüğü yazıp, malın kilosunun fiyatıymış gibi, halkı nasıl yanılttıklarını ya da aldattıklarını yazmıştım. Hatta, kimi esnafın da, etiketin üstüne, mesela kocaman bir 2 yazıp, sağ alt köşesine küçümencik bir 50 kuruş yazarak, malın kilosunu 2 lira gibi gösterip, 2,5 lira aldıklarını da belirtmiştim.
Belediyenin de dikkatini çeken bu yazıya karşı, başta Başkan Çoban olmak üzere, Belediyeden hiçbir tepki gelmedi ve bu aldatıcı esnaf uyarılmadı.
Bu durumu, Pazarcılar Derneği Başkanı ile konuştum. Halkın bu şekilde aldatılmasına ve kendilerinin buna karşı ne yaptıklarını sordum.
Dernek Başkanı, daha “Leb” demeden “Leblebi” yi anlamıştı. “Size, hak veriyorum” dedi. “Bu durumdan biz de şikayetçiyiz.” Deyince, “Üyelerinizi, neden uyarmıyorsunuz?” dediğimde, “Üyeler bizi dinlemiyor. Onlara, her hangi bir yaptırım yetkimiz de yok. Yetki, Belediyede” deyince, kendisine iki hatırlatmada bulundum.
Birincisi, “O halde, dernek olarak neden varsınız? Sizi dinlemeyen dernek üyelerinin haklarını neden korumaya çalışıyorsunuz?” dedim.
Başkan, kimi üyelerinin derneğe yeni katıldıklarını, çoğunun il ve ilçe dışından geldiklerini ve kurallara uymayı bilmediklerini söylediyse de, asıl şu söylediği dikkatimi çekti.
Dernek Başkanı diyor ki, “Esas yetkili ve görevli, Belediye Başkanı ve onun emrindeki Belediye Zabıtası’dır. Zabıta görevini yapıp, bu yanlışları yapanlara ceza kestiği zaman, esnaf Belediye Başkanı’na gidiyor ve cezayı kaldırtıyor. Hatta, Belediye Başkanı Zabıta’ya emir vererek, esnafa daha esnek davranılmasını, cezadan kaçınılmasını, esnafın rahat hareket etmesi gerektiğini söylüyor, daha doğrusu emrediyor. Başkan böyle hareket ederse, bizim hiçbir yaptırımımız olamaz.”
Bu durumu, park ya da kimi kahvehane ve çay ocaklarında Saray’lı hemşerilerimle konuşuyorum. Saraylı vatandaşlar, Dernek Başkanı’nın sözlerine hak veriyorlar ve Belediye Zabıtası’nın görevini yapmadığını, ve Belediye Başkanı tarafından görev yapmalarının engellendiğini söylüyorlar.
Başkan Çoban, Pazarcı esnafını bir oy potansiyeli olarak görebilir. Ancak, asıl oy potansiyeli Çarşı-Pazarda aldatılan ve kandırılan vatandaşlardır.
Bu durumu çok iyi bildiğini sandığım Başkan Çoban, neden “Dirayetsiz” olsun?
Başkan dirayetsiz değil, ama yanlış at’a oynuyor ve kendisine oy veren çoğunluktaki halkı hiçe sayıyor.
BAŞKAN İÇİN, BAŞKA SÖYLENENLER DE VAR!
Bu söylenenler, onun dirayetinden daha önemli. Derler ki, Başkan Nazmi Çoban, büyük ölçüde maiyetinde çalışanların etkisinde kalıyor.
Yardımcıları, büro amirleri ve memurları, kendisine yanlış bilgi veriyor ve onu yanıltıp, yönlendiriyorlar.
Başkanın, onların üzerinde belirgin bir otoritesi yok. O, kurum amiri olarak sadece imza atıyor, ancak başka bir reflekste bulunamıyor. Çünkü, yapmak istediklerine engel konuyor.
Tekrar ediyorum. Başkan Çoban’ın dirayetinden hiçbir kuşkum yok. Kaldı ki, kanunlar tüm yetkiyi ona vermiş. Son sözü onun söylemesi lazım. Oysa, öyle olmadığı iddia ediliyor.
Kendisine iki önerim var. Birincisi, haftanın en az bir gününü “Halk günü” olarak kullansın. Hem halkın dertlerini ve yakınmalarını dinlesin, hem de bu türlü yanlış anlamalara cevap versin.
İkincisi, maiyetinin etkisinden mutlaka kurtulsun. Eğer, halkın bilmediği bir kusurunu onun yanında çalışanlar biliyorsa, o çalışanları üzerinde o, hiçbir zaman otorite kuramaz.
O durumda da, yazının başlığındaki gibi, “Başkan Çoban, Dirayetsiz mi?” diye sorup, dururlar.