Gerek bir aile, gerek bir topluluk ve gerekse bir ülkede baştaki yöneticilerin niyetleri ve tutumları bozuksa o yerdeki her şey de bozuk ve düzensiz olur. Ortada değerini koruyan bir şey kalmaz. Kuyruğu da koklamayı gerektirecek toplumsal-bulaşıcı "kokuşma" vak'ası.
Adam balık tablasına eğilmiş, balığın kuyruğunu kokluyormuş. Balıkcı: beyim, demiş; balık baştan kokar... Adam: biliyorum, demiş; bunun başının koktuğu belli de, kokuşmuşluk kuyruğa sirayet etmiş mi diye bakıyorum.
İnsanlar, kendilerini yöneten ve öncü kurumundaki kimseleri kendilerine örnek alırlar. Bir toplumda baştakilerin tutumu bozuk ise, onları kendilerine örnek alan milletin tutumuda bozuk olur. Bu durumda toplumda herşey bozulur.
Bir toplumda ,yöneticiler adaletsiz davranır ve görevlerini gerektiği gibi yapmazsa o toplumda düzen bozulur. Vaktiyle güngörmüş, ihtiyar bir adamcağız balık almak için balık pazarına gitmiş. Pazarda her bir tezgâhtar bir taraftan bağırıyormuş: “Derya kuzusu bunlar deryaaaa… Haydi durmaaa, balık canlııı, eti kanlan… Gel abii geeel, balığa geeeel…” Adamcağız bir o tarafa bakmış, bir bu tarafa bakmış, sonunda gözüne kestirdiği bir tezgâha yaklaşmış. Onu gören satıcı hevesle yanına gelmiş. “Buyur beybaba, ne kadar vereyim? Bir kilo mu istersin, iki kilo mu?” İhtiyar pek oralı olmamış. Belli ki balığı gözü tutmamış. “Kaç günlük bu balıklar? Pek taze durmuyor” demiş. Balıkçı terslenmiş. “Ne diyorsun sen baba! Daha şimdi çıktı sudan. Tuzu daha üzerinde! Suyu bile kurumadı!” İhtiyar adamcağız, eline balıklardan birini almış. Evirmiş, çevirmiş, burnuna götürüp balığın başını koklamış. “Bu balık kokmuş evlat” demiş. Balıkçı sinirli sinirli gülmüş. “Hahaaay, bir de balıktan anlıyor numarası çekme bana babalık. Hiç balık başından koklanır mı? Bilmiyorsun bari iftira etme balığıma.” İhtiyar da gülmüş. “Evlat” demiş, “balık baştan kokar. Başı koktuysa, kuyruğunun da kokması yakındır zaten.” İşte böyle, bir toplumda üst kademedekiler bozulursa adalet alır başımı gider, kötülük her yerde kol gezer, ahlaksızlık ayyuka çıkar. Kaynak: Hikayeler.com Kalın sağlıcakla. Dağına Göre Kış Hoca’nın kadılığında Akşehirliler hep birlikte huzuruna gelmişler. – Dertlerimize çare olur, haksızları, hırsızları cezalandırırsın. Bu Aksak Timur başımızın belası kesildi, herifin astığı astık, kestiği kestik… Ne olur, onun gazabından bizi kurtar, demişler. Hoca ne yapsın? Bunca insan korku içinde yaşıyor. Dayanamamış, Timur’un huzuruna çıkmış. Timur, Hoca’ nın ağzını aramak için sormuş: – Söyle bakalım Hoca, adil miyim zalim mi? Hoca bakmış, durum nazik. Yanlış bir söz söylese kavuğu kanla dolacak. – Hünkârım, demiş, Allah, dağına göre kış verir!
|