Bir çok defa, “Bu memlekette iktidardan ziyade, bir muhalefet sorunu var.” diye yazmıştım. Bu muhalefetle iktidar, sadece Cumhuriyetin 100’ncü yılını değil, Alparslan’ın Anadolu’ya girişinin 1000’inci yılını da kutlar.
Değerli okuyucularım, bir memlekette iktidarın yanında bir de muhalefet olduğu zaman, o memlekette demokrasi var demektir. Biz de de, Meclise girebilmiş üç muhalefet partisi var, var ama hepsi halkın tabiri ile tam “Allahlık” Yani, Allah’a emanet.
Sadece, ballı maaşlarını alıyorlar. İktidara karşı söyledikleri birkaç söz ve çıkışla, muhalefet yaptıklarını sanıyorlar. Oysa, onların yaptıkları muhalefet filan değil. Muhalefet, iktidarın yanlış icraatına karşı gelmekle kalmaz, düzeltilmesi için her türlü işlem ve eylemi de yapar.
Oysa bizim muhalefetimiz sadece kış uykusunda değil, dört mevsimde de uykuda. Süleyman Demirel’i ve Bülent Ecevit’i hatırlayın bakalım. Partilerini de hatırlayalım.
BUNLARI DA GÖRELİM
Ana Muhalefet Partisi konumundaki bir Cumhuriyet Halk Partisi var. Atatürk ve arkadaşlarının kurduğu parti. Ancak, o büyük insan bu günleri görseydi, bu partiyi onların elinden alırdı.
Muhalefet etmekten gayri, her işi yapıyorlar. İktidar partisi onların muhalefetinden çok memnun. Tayyip Bey, Kemal Kılıçdaroğlu’nun tavrından çok memnun. Yıllar süren iktidarını bu partiye borçlu.
Kemal Kılıçdaroğlu, önceki Genel Başkan’ın uçkurunu çarşafa dolaştırmasından sonra bu göreve geldi.
Söyledikleri doğru. Ama, icraat yok. Yani iktidarı yola getiremiyor. Sözleri ciddiye alınmıyor ve etkili olamıyor.
Kılıçdaroğlu’nun başka bir zaafı daha var. Maiyetinin, büyük ölçüde etkisi altında kalıyor. İşe yarayan birçok arkadaşını dışlayarak, partiye hasar verdi, zarar verdi.
Halka karşı inandırıcı olamadılar. İktidarın bütün yanlış işlerine ve yolsuzluklarına karşı, taraftar toplayamadılar ve iktidarın içine düştüğü bu durumu anlatamadılar. Anlatsalar da, etkili olamadılar.
Halkın yarısı hala onlara değil, iktidar partisine güveniyor. Bu durum, iktidar partisinin güvenilmezliğini gösteriyor.
Bu gün, CHP’nin içinde tam bir birlik ve bütünlük görülemiyor. Herkes, birbirinin kuyusunu kazmaya çalışıyor.
Bu gün iktidar, 13 milyon kadar insanı az veya çok maaşa yani aylık bir gelire bağlamış durumda. CHP, bunu ben de yaparım, yapacağım dese de inandırıcı olamıyor.
Sağ partilerden başka, bir zamanlar solu temsil eden CHP de iktidar oldu. Onun zamanında da bu memlekette yolsuzluklar oldu. Şimdiki iktidar kadar olmasa da, yönetimi ele geçirenler yani, bu nimetten onlar da yararlandılar.
Ülkenin yönetiminde bu iktidarın yaptığı kadarı görülmese de, CHP bunu anlatamadı ve hiçbir şekilde etkili ve inandırıcı olamadı.
Önümüzdeki 17/18 Ocak’ta CHP nin Kongresi ya da onların söylemi ile Kurultayı var. Var, ama acaba ne değişecek?
Kanaatim o ki, Kemal Kılıçdaroğlu’nu biraz dinlendirmek ve daha cevval bir Genel Başkan seçmek gerekecek.
Biz böyle temenni etsek de, değişen bir şey olmayacak. Gelen haberlere göre Kılıçdaroğlu yine Genel Başkan yapılacak ve iktidar partisi yine sevinecek.
MHP’YE GELİNCE…
Bu partide durum, daha da kötü. Partiden dışlanan üç ya da dört kişi yeni bin Kongre toplamak için imzaları bulsa da, onda da değişen bir şey olmayacak.
Çünkü, Genel Başkan Devlet Bahçeli, Kongreyi toplamamak için elinden geleni yapıyor.
Kongre toplanmaz ve Bahçeli değişmezse, iktidarın ekmeğine yine yağ sürülecek. Çünkü MHP, AKP’nin en yakın yardımcısı, Stepnesi ya da Krikosu.
Devlet Bahçeli’nin bu partiyi iktidar yapmak için uğraştığı, aksine partisinin iktidar olmaması için çalıştığı görülüyor.
Bahçeli, bu partinin başında olduğu sürece, ülkücü gençlik artık varlığını ve etkisini gösteremeyecektir.
Yapılması istenen kongrenin sonucu, şimdi merakla bekleniyor.
HDP’ YE BAKARSANIZ…
O zaten, ayrılıkçı terör örgütünün siyasi temsilcisi. Onun hedefi ve yolu belli.
Benim endişem o ki, “Seni Başkan yaptırmayacağız.” diyen bu parti, muhtemelen iktidarla bir olup Başkanlığı getirecekler. Ondan sonrası malum.