Değerli okuyucularım, köşemde daha önce de şunu dile getirmiştim: "Türkiye'de Recep Tayyip Erdoğan, Saray'da Nazmi Çoban, Almanya'da Hit Nazileri, Saray'da Nazmi Çoban." Bu yazı Saray'da çok konuşuldu. Hatta öyle olumlu tepkiler aldım ki, “bana az bile yazmışsın” diyenler oldu.
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan nasıl Türkiye genelinde basını ve toplumu kutuplaştırdı ise, Nazmi Çoban da Saray'da bunu becerdi. Hep söylüyorum Çoban, insanları kullanmayı, toplumun değerlerinden beslenmeyi iyi biliyor. Yani anlayacağınız Nazmi Çoban tam bir sömürücü, toplumun değerlerini sömürenlerden.
ÇOBAN'IN HEDİYELERİNİ İADE ETTİK
Değerli okuyucularım, Belediye Başkanı Nazmi Çoban, "10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü" nedeniyle gazete çalışanlarımıza birer ajanda ve bir de yanında bir kalem hediye olarak gönderdi. Aslında hediye kabul edilir, iade edilmez. Ancak Nazmi Çoban'ın samimiyetsizliğinden dolayı bu hediyeleri kabul etmek istemedik. İstememizin gereğini de siz değerli okuyucularımla kısaca paylaşmak istiyorum.
Değerli okuyucularım, gazetemiz 15 yıldır, önce haftalık ardından haftada iki gün ve son olarak yaklaşık 21 aydır günlük olarak bir fiil yayın hayatına devam ediyor. Gazetemiz hiç kimsenin tesiri altında kalmadan veya birilerine yaranmak için hiçbir zaman haber yayınlamamıştır. Yayın hayatımızı tamamıyla tarafsız ve objektif sürdürüyoruz.
Gazetemizde makina bölümü ile birlikte toplamda 6 kişi çalışmaktadır. Tüm işletmelerde olduğu gibi biz de çalışanlarımızın hakkını vermeye çalışıyoruz. Nazmi Çoban kendine yakın olanlara bakın ne diyor: "Bu gazeteye reklam vermeyiniz. Bu gazeteye iş vermeyiniz. " Ve daha ötesi belediyeden bir personeli Basın İlan Kurumu Tekirdağ Şube Müdürlüğü'ne gönderip, "Biz bu gazeteye resmi ilan vermek istemiyoruz" dedirtecek kadar da aciz. Bunu yapan Cumhuriyetçi, Atatürkçü, Devrimci ve Sosyalist geçinen bir zihniyet. Bunlara rağmen "10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü"müzü kutlayıp hediye gönderebiliyor.
Ayrıca 2014 yılında her gün 20 adet gazete belediyeye gönderiliyordu. Geçen yıl belediyeye abone faturasını gönderdik, ama belediye, "Biz sizin gazeteye abone olmak istemiyoruz" diyerek faturamızı iade etti. Maksat gazete aboneliği değil, tamamen anlayış. Türkiye genelinde olduğu gibi yerelde de böyle yöneticiler olduğu sürece, sonumuzu düşünemiyoruz.
İNSANLARIN EKMEĞİ İLE OYNUYORSUN
Bay Çoban, hem insanların ekmeği ile oynuyorsun hem de gününü kutlamak için hediye gönderiyorsun. Adama sormazlar mı bu ne perhiz bu ne lahana turşusu diye???
2009 yılından bu yana Saray kötü idare ediliyor diye haber yapıyorduk. İyi yaptıklarınızı da yazdık. Ama gel gelelim ki sizin eksiklikleriniz artıların çok çok önüne geçmiştir. Ben kalkıp sizin eksikliklerinizi yazmazsam vatandaş bize ne diyecek, "Yalaka" diyecek. Ben bunları kendime dedirtmem. İşte ikimizin arasındaki olan farkta bu.
Eeee.. Bay Çoban sen de çok iyi biliyorsun ki, ben yalaka değilim. Yalakalık yapacak insan da değilim. Benim birkaç sene, senin yanında yer almamın sebebi, Saray'a bir şeylerin yapılması idi. Ama baktım ki, olmuyor yanında yer almak istemedim. O senin yanında görünenlerin tek amacı kendilerine menfaat sağlamaktır. Çıkarları için safında yer alıyorlar. Sen şu ana kadar bunu fark etmedin. Bundan sonra da fark etsen de iş işten geçti.
Saray Belediyesi çok başlı yönetim anlayışı ile yönetiliyor gibi kendinizi anlatsanız da nafile. Çok başlı yönetimde beceriksizliğin faturası elbette bir gün sana ödetilir. Çünkü işin başında sen varsın. "Ben bu işe imza atmadım" diye kurtulacağını sanma. Aldanırsın. Kendine göre belki de kafanda Saray için modern ve gelişmiş bir şehircilik reçetesi tasarlamış olabilirsin. Ama bunu başaramadın, kabul et.
Aslında Saray daha iyi yönetilmeyi hak ediyor. Ama ne yapalım sen Saray'ın 10 yılını çaldın. Sakın bu yapılan altyapı ve benzeri yatırımlarını da kendine mal etme. Edersen kendini kandırırsın. Gerçi karakterin de buna müsaittir.
BAY ÇOBAN, ÖNCE BASINA SAYGI DUYMAYI ÖĞREN
Önce basına saygı duymayı öğreneceksiniz Bay Çoban ve avaneleri. Sonra basının gününü kutlamak için hediye göndereceksiniz. Tekrar ediyorum. Önce basına saygı göstermeyi öğreneceksin ki, gönderdiğin hediyeler makbule geçsin. Aksi halde hediyenizin değeri bilinmez, iade edilir.
Bay Çoban tekrar belirtmek istiyorum. Sizin samimiyetinize inanmıyorum. Ve bu yüzden çalışanlarıma gönderdiğin "Hediyelerini" sana geri gönderiyorum.
Belediyeyi kendi keyfi anlayışına göre yöneten bay Çoban, basının onur gününde basını onurlandırırken, diğer günlerde neden zarar veriyorsun. Gazetemize zarar vermek için davalar açacaksın, ilan hakkımızı elimizden gasp etmeye çalışacaksın, her şeyi yapmayı kendinde hak göreceksin, ben de senin çalışanlarıma gönderdiğin ajanda ve kalemi kabul edeceğim. Senin gasp etmek istediğin o ilanların parasını bu çalışanlara ödediğimi bilmiyor musun? Senin gasp ettiğin ilanların paraları ile bu çalışanların SGK primi ödediğimi biliyor musun? Ama nerde…! Sen hayatında kaç kişi çalıştırdın? Sen hayatında kaç kişinin SGK primini ödedin. İşte ben de bundan dolayı senin gönderdiğin hediyeni iade ediyorum.
Değerli okuyucularım, basın mesleği ile 1976 yılında tanıştım. İlk tanışmam GAMEDA dağıtım, ardından YAYSAT ve Birleşik Basın, Çerkezköy Başbayi olarak devam ettim. 1999 yılından bu yana kendime ait Trakya Gözlem Gazetesini çıkarmaya başladım. Gazetem yayın hayatına başladığı günden itibaren onurum ve şerefimle işimi yaptım ve bu güne kadar geldim. Bundan sonra da aynı inançla devam edeceğim.
Saray Belediye Başkanı Çoban’ın, ciddiyetten uzak yönetim anlayışı ve yalakalarının yerel medya kuruluşu olan gazetemize her fırsatta hem ekonomik hem de yok sayma mantığı ile yaklaşmalarını kınıyorum. Bu zihniyetin ömrü 3 yıldır ama bizim yayıncılık hayatımız devam edecektir. Basın adına düzenleyeceği her türlü toplantı, yemek ve benzeri etkinliklerini Saray Belediye Başkanı Nazmi Çoban bu zihniyeti terk edinceye kadar tüm basın davetlerini Gözlem Gazetesi sahibi olarak protesto ediyorum.