Bir dönem Meclis Başkanlığı ve Bakanlık yapan Bülent Arınç gibi, eski Bakan Hüseyin Çelik de “Hızlı Paralelci” çıktı. Vatandaş soruyor; Öteki Paralelci’ler bir bir ayıklanıp tutuklanırken, bu adamlar neden hala dışarıda?
Bülent Arınç, “Paralelci” olduğunu zaten gizlemiyor. Şimdi, iktidarla “Papaz” olan Fethullah Gülen ve kadrosunu yere-göğe sığdıramıyor. Amerika’ya gidip Gülen’le görüştüğünü inkar etmiyor. Onun, başta okulları olmak üzere, bütün çalışmalarını övüyor ve faydalı buluyor.
Oysa, Bülent Arınç AKP’nin kurucularından. Bir dönem Meclis Başkanlığı ve Bakanlık yaptı. Kendi ifadesiyle “Özgül ağırlığı” olan bir adam.
“Beni, öldürmeyi planlıyorlar. Evimin adresini yazan kağıdı bir subay yakalanmamak için, çiğneyip yuttu.” deyip, Devletin Kozmik Bürosu’nu tepeden tırnağa inceleten bir kimse.
Hiçbir şey çıkmayınca da, böylece devletin en gizli sırlarını deşifre eden ya da ettiren bir kişi.
Ama, şimdi paralelcilikle suçlanıyor, o da inkar etmiyor.
YA, HÜSEYİN ÇELİK’E NE DEMELİ?
Hüseyin Çelik de, partinin önde gelenlerinden biriydi. Bir dönem Kültür Bakanlığı ve daha sonra da Milli Eğitim Bakanlığı yaptı. Kültür Bakanlığı kısa sürdü, ancak Milli Eğitim Bakanlığı sırasında Türk Milli Eğitim Sistemi’ni yerle bir etti.
Her türlü disiplinsizlik, okullarımıza ve eğitim kurumlarına onun döneminde girdi. Öğrencilere, parasız dağıtılan kitapların basım ihalelerinde çeşitli katakulliler, onun döneminde yapıldı. Kitap yayıncıları, onun bu işteki yolsuzluklarını bir bir açıkladılar, ama o hiç tınmadı. O bir yana, partisi ve hükümetinin de gıkı çıkmadı.
Hüseyin Çelik, eğitim sistemimize telafisi mümkün olmayan zararlar verdi. Partisi ona hep sahip çıktı, ama şimdi o da “Paralelci” likle suçlanıyor.
Hüseyin Çelik’in, hakkındaki bu söylemlere karşı hiçbir cevabı yok. Sessiz kalıp, bütün iddiaları kabul ediyor. Çünkü, hakkındaki iddiaların hepsi gerçek.
ONLAR, NEDEN DIŞARIDA?
Değerli okuyucularım, bu memlekette adaletin ne durumda olduğunu, artık cümle alem biliyor.
Başka bir söylemle, adaletin terazisi iktidarın tembih ve telkinlerine göre tartıyor. Orasını anladık da, iktidar kendisine tavır koyan ve yine kendisini altından oyduklarını ifade ettiği bu iki kişiye neden hukukunu işletmiyor?
“Paralelci” diye niteledikleri hemen herkesi bir bir ayıklayıp içeri tıkarken, bu kişiler neden hala dışarıda?
Benim böyle bir isteğim ve teklifim yok. Vatandaşlar soruyor ve “Madem ki paralelciler, neden hala dışarıdalar?” diyorlar.
Yiğidi Öldür, Ama Hakkını Ver…
Değerli okuyucularım; Bu sütunlarda, zaman zaman AKP iktidarını esaslı biçimde eleştirdim. Olgunluk gösterdiler. “Eleştiriye açığız.” dediler ve hiçbir tepki vermediler.
Ve, hukuki prosedürü işleterek, iktidarı yeniden ele geçirdiler.
Ben, AKP’nin elde ettiği bu sonuç karşısında, pek başarılı olduğunu sanmıyorum. Ona bu başarıyı, Muhalefet partileri ve tabii ki bu partilerin çapsız ve pısırık liderleri sağladı.
Üç lider bir araya gelip, halkın beklediği dayanışmayı gösteremediler. Ve, iktidarı yeniden AKP’ye sundular.
AKP’nin başarısı, muhalefetin başarısızlığından kaynaklanmıştır. Böyle muhalefetle sadece AKP değil, her kim iktidarda olursa olsun, iktidarını sürdürür.
Dünkü yazımda da ifade ettiğim gibi MHP ve CHP, bu liderlerden artık kurtulmalıdır. Onları, bırakın lider yapmayı, Milletvekili bir yapmamalıdır. Gitsinler, evlerinde otursunlar. Ya da, kahvelerde pişpirik oynasınlar.
Ne demişler; “Yiğidi öldür, ama hakkını ver.” Ben de, AKP’yi bir yandan eleştirirken, 1 Kasım başarısından ötürü bir kere daha kutluyorum.
