|
||
Hızır'ı Arayan Padişah | ||
Köşe Yazıları Haberi | ||
Bazı hikayeler vardır, yıllar geçse de, zevkle okunur ve anlatılır. Bu hikayeleri okudukça, o zaman manasının ne demek olduğunu anlıyoruz. Yaşadığımız hayatta o kadar ders almamız gereken konular var ki, tıpkı hikayelerde anlatıldığı gibi. Hikaye şöyle:
Padişah Hızır’ı görmek istiyordu. Birgün her tarafa haber göndererek kendisine Hızır’ı gösterene büyük hediyeler vereceğini duyurdu. Bunu fırsat bilen bir miskin, Hızır’ı 40 gün içerisinde bulacağını söyleyerek padişahın yanından ayrıldı. Fakat bu süre zarfında sözünü yerine getiremedi. Bu duruma sinirlenen padişah vezirlerini toplayarak sözünü tutamayan miskine ceza kesmeye koyuldu. Fakat ansızın ortaya çıkan ihtiyar bütün planları altüst etti. Bir padişah Hızır'ı görmek istiyordu. Bir gün bunun için tellallar çağırttı. "Kim bana Hızır'ı gösterirse onu armağanlara boğacağım" dedi. Birçok oğlu uşağı olan fakir bir adam bu işe talip oldu. Karısına dedi ki: "Hanım ben padişaha Hızır'ı bulacağımı söyleyip ondan kırk gün müsaade alacağım. Bu kırk gün için padişahtan size ömrünüz boyunca yetecek yiyecek, içecek ve para alırım. Kırk günün sonunda Hızır'ı bulamayacağım için benim kelle gider, ama siz rahat olursunuz." Adamın karısı kanaatkar biriydi. "Efendi biz nasıl olsa alıştık böyle kıt kanaat geçinmeye. Bundan sonra da idare ederiz. Vazgeç bu tehlikeli işten" dedi. Hızır’a karşı istenen dünyalık Ama adam kafaya koymuştu. Padişaha gidip Hızır'ı bulacağını söyledi. Bunun için kırk gün izin istedi. Hızır'ı bulmak için koşuşturacağı kırk gün zarfında ailesinin geçimi için sarayın ambarından tonlarca yiyecek, içecek ve nakit para aldı. Bunları evine teslim edip kırk gün ortalıktan kayboldu. Kırk günün bitiminde padişahın huzuruna çıkıp herşeyi itiraf etti: “Benim aslında Hızır'ı falan bulacağım yoktu. Ailece sıkıntı çekiyorduk. Hızır'ı bulacağım diye sizden dünyalık almak istedim" dedi. Padişah buna çok kızdı: "Padişahı kandırmanın cezasını hayatınla ödeyeceğini hiç düşünmedin mi?" diye bağırdı. “Küllü şeyin yerciu ila asıhı" Adam da her şeyi göze aldığını söyledi. Bunun üzerine padişah yanında bulunan üç veziriyle görüş alış verişinde bulundu. Birinci vezire sordu: - Padişahı kandıran bu adama ne ceza verelim? - Efendimiz, bu adamın boğazını keselim, etini parçalayıp çengellere asalım. Bu sırada peyda olan, nurani, ak sakallı bir ihtiyar vezirin sözleri üzerine söyle dedi: “Küllü şeyin yerciu ila asıhı" Padişah ikinci vezirine sordu: - Bu adama ne ceza verelim? - Hükümdarım bu adamın derisini yüzüp içine saman dolduralım. Biraz önce ansızın ortaya çıkan ihtiyar yine "Küllü şeyin yerciu ila aslıhı" dedi. Padişah üçüncü vezire sordu: - Ey vezirim sen ne dersin, beni kandıran bu adama ne ceza verelim? - Padişahım bana göre, bu adamı affedin Size yakışan, sizden beklenen budur. Bu adam önemli bir suç isledi ama sanıldığı kadar da kötü biri değil. Çünkü çoluk çocuğunun rahatı için kendini feda edebilecek kadar da iyi yürekli. Nurani ihtiyar yine söze karıştı: "Küllü şeyin yerciu ila asıhı" “Herkes aslına çeker” Bu defa padişah o yaşlı zata yöneldi: - Sen kimsin? İkide bir tekrarladığın o laf ne demektir? İhtiyar cevap verdi: - Senin birinci vezirinin babası kasaptı. Onun için kesmekten, etini çengellere asmaktan bahsetti. Yani aslını gösterdi. İkinci vezirin babası yorgancı idi. Yorgan yastık, yatak yüzlerine yün, pamuk vb. doldururdu. O da babasına çekti. Üçüncü vezirin ise babası da vezirdi. O da soyuna çekti, büyüklüğünü gösterdi. Benim söylediğim söz "Herkes aslına çeker" demektir. Vezir istersen (üçüncü veziri göstererek) işte vezir, Hızır istersen (kendini göstererek) işte Hızır, bu adamı mahcup etmemek için sana göründüm, dedi ve kayboldu. Kalın sağlıcakla.
|
||
|
||
Etiketler: |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.