Moved Permanently

Seçim çalışmalarını İstanbul’da sürdüren DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan Kadıköy’deki halk buluşmasında konuştu. Babacan’ın gündeminde yerli savunma sanayii ve dış politika vardı.

 Babacan şu ifadeleri kullandı:

 ‘Bu denklemi reddediyoruz’

“Bir Kuzey Kore’ye, Saddam’ın Irak’ına, Kaddafi’nin Libya’sına bakın… Otoriter rejimler, ‘Çok düşmanımız var. Onun için tankımız, tüfeğimiz, topumuz, savaş uçağımız olacak ama siz de açlığa ve yoksulluğa razı olacaksınız’ der. Rejim otoriterleştikçe insanlar yoksullaşır, insanlara ‘Sizi düşmanlardan ancak biz koruruz’ diye bir denklem kurmaya çalışırlar. Biz bu denklemi reddediyoruz, böyle bir şey yok. Biz hem milletimizin açlık sınırının altında olmasına itiraz ediyoruz hem de ülkemizin milli onurunu yerle bir eden bu yönetime itiraz ediyoruz.” Ülkemizin tabii ki güçlü bir ordusu olacak, en yüksek teknolojiye sahip uçak gemisi, helikopter, İHA, SİHA olacak. Devletsen bunları zaten yapacaksın ama bunlar var diye milleti açlığa, yoksulluğa razı olmaya zorlamayacaksın. Biz diyoruz ki: Hem bu millet topyekûn zenginleşecek hem de Türkiye dünyanın itibarlı ve güçlü ordusuna sahip olacak. Birine sahip olmak ötekinden vazgeçmek anlamına gelmiyor.”

 ‘Savunma sanayine, otomotiv sanayine, teknolojiye gözbebeği gibi bakacağız’

“Savunma sanayiymiş, otomotiv sanayiymiş, teknolojiymiş; tüm bunlara gözbebeği gibi bakacağız. Bunların kara propaganda makinelerine bakmayın; biz en iyisini her biriniz zenginleşirken yapacağız. Çok daha iyiyi çok daha ucuza mâl edeceğiz. Silahlı kuvvetlerimizin; demokratik denetim ve gözetime tabi, itibarlı, caydırıcı ve etkin bir güç olmasını sağlayacağız. Olur olmadık şahsi çekişmelerin içinde, caydırıcı gücümüzün test edilmesine, günlük siyasete alet edilmesine izin vermeyeceğiz.”

 ‘Seçime gidiyoruz, savaşa gitmiyoruz’

“Sayın Erdoğan’ı görüyorsunuz. Sosyal medyadaki profil fotoğrafını değiştirmiş. Sayın Erdoğan, seçime gidiyoruz. Savaşa gitmiyoruz, ne oluyor? Ülkemizi demokrasi bayramına götürüyoruz. Onlar savaşa savaşa kazanmaya çalışıyorlar. Kafaları öyle çalışıyor. Biz; birleşe birleşe, barışa barışa, helalleşe helalleşe kazanacağız. Tıpkı geçmişte olduğu gibi, sandıkta oylarımızı kullanacağız ve iktidar değişecek.”

 ‘Deja vu yaşıyoruz’

“İktidar değişirse tam bağımsızlık tehlikeye girermiş. Bunları ben iyi hatırlıyorum. 2002 seçimlerinde de demokrasiye inanmayanlar aynı argümanları kullanıyordu. Deja vu yaşıyoruz.”

 ‘34 şehidimizin ardından Putin’in kapısında bekletilen bir devlet başkanı olamaz’

“Suriye’de 34 şehidimizin ardından Putin’in kapısında dakikalarca bekletilen bir devlet başkanımız olamaz. Devlet televizyonunda kronometre açtılar. Türkiye Cumhuriyeti’ne bu yakışır mı? Benim buna itirazım var. Milletimizin itirazı var.  Kimse kusura bakmasın. Bu kötü yönetimin bedelini içeride halkımız ödüyor. Dışarıda da ülkemizin boynunu bükük kalıyor.”

 ‘Metal yorgunluğu kendisine hiç mi yok?’

“2017’de kendi partisi için ‘Metal yorgunluğu var, parti teşkilatını yenileyeceğiz’ demişti. Metal yorgunluğu on binlerce parti mensubu için var da kendisine hiç mi yok? Bu nasıl iş? Kendisi ise tam 21 senedir o partinin başında. Daha da ötesi ülkenin başında. Tüm ülke artık bir ‘Erdoğan yorgunluğu’ yaşıyor.”

‘Ülkeyi yayık ayranına çevirdiniz’

“Bir gün Mısır’a olmadık laf ediyor, bir gün BAE’ne çatıyor, ertesi gün Almanya’ya, Amerika’ya, Rusya’ya. Sonra hiçbir şey olmamış gibi gidip onlardan aldığı üç beş milyar dolar borç karşılığı sarmaş dolaş oluyor. Tek dertleri iktidardan kalkmamak.  Bir sabah haçla hilali çakıştırıyor. Bir gün ‘Şangay Beşlisi’nde olmak istiyor, bir başka sabah da kalkıp ‘Avrupa Birliği güzeldir’ diyor. Sayın Erdoğan, biraz yavaş. Ülkeyi yayık ayranına çevirdiniz.”

 ‘Şu andaki iktidar en büyük milli güvenlik sorunu’

 “Yıllardır gösterdiğiniz kuru bir inadın, ülkemizi Doğu Akdeniz’de nasıl yalnızlaştırdığını görüyoruz.  Bu ülkenin en büyük milli güvenlik sorunu oldu şu andaki iktidar. Bir kişinin şahsi dürtülerine bağlı dış ilişkiler seti ile ülke menfaatlerinin üzerinde tepinip durdunuz yıllarca.”

 ‘Sayın Erdoğan, güle güle’

“Sayın Erdoğan, güle güle.  Bu iktidar gittikten sonra ülkemiz dış politikada itibarlı ve güçlü bir ülke olacak. Ortadoğu’da, Balkanlar’da, Kafkaslar’da yeniden parlayan bir yıldız olacak. Avrupa ile Amerika ile bu milletin menfaatlerine uygun ilişkiler geliştireceğiz. Öyle Biden’ın telefon kuyruklarında falan beklemeyeceğiz.”

 ‘Ekrem İmamoğlu’na oy vermek Sisi’ye oy vermektir dedi, ayaküstü fotoğraf çektirmek için peşinde koştu’

“2019’da ‘Ekrem İmamoğlu’na oy vermek, Sisi’ye oy vermektir’ demedi mi? Ayaküstü el sıkışırken fotoğraf çektirmek için peşinde koştu. Biz kimseye ‘Falanca ülkeyle neden ilişkiyi normalleştiriyorsun?’ diye sormuyoruz. Türkiye’nin ‘Neden falanca ülkenin elini sıktın’ deme lüksü yok. Biz her ülkeyle iyi ilişkilerden yanayız, normalleşme çabalarını destekliyoruz. Üç beş oy almak amacıyla yalancı kavgaların bedelini milletimizin ödemesine karşıyız.”

 ‘Evlatlarımız, Avrupa’nın başı dik üyesi Türkiye’de büyüyecek’

“Bizim istikametimiz; Avrupa Konseyi standartlarıdır, Avrupa Birliği standartlarıdır. Ha üye oluruz, olmayız orası başka konu. Ama bizim hedefimiz vatandaşlarımıza en az Avrupa Birliği seviyesinde hukuk, özgürlük ve demokrasi standardı sağlamaktır. En az Avrupa Birliği seviyesinde refah ve zenginlik sağlamaktır. İnanıyorum ki evlatlarımız güçlü demokrasisiyle, güçlü ekonomisiyle, güçlü adaletiyle Avrupa’nın başı dik üyesi Türkiye’de büyüyecek.”

 Babacan, konuşmasının ardından İstanbul’da CHP ortak listelerinden milletvekili adayı olan DEVA Partili isimler Elif Esen, Hasan Karal, Evrim Rızvanoğlu, Mustafa Yeneroğlu ve Medeni Yılmaz’ı kürsüye davet etti.